Tuna Kiremitçi: Şarkı yazmak için edebiyat bilmek önemli

Tuna Kiremitçi edebiyat ve müzik alanında son 30 yıldır yoğun bir üretim gerçekleştiriyor. Bu rengarenk kariyerin son halkasında bu sene karşımıza bir albüm bir de kitapla çıktı. Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları serisinin üçüncü albümünde Zuhal Olcay’dan Candan Erçetin’e birçok isimle çalışan çok yönlü isim, Tehlikeli Şarkılar romanındaysa müzik ve polisiyeyi birleştiriyor.

Müzik ve edebiyatla geçen 30 yıllık bir kariyeriniz var. Geriye dönüp bakınca kariyerinizi nasıl yorumluyorsunuz?

Geçen baharda, Galatasaray Lisesi Festivali’nde konser verdim. Öğrenciler kulis olarak bizim zamanımızdaki müzik kolu odasını hazırlamış. Bir de baktım lisede okumuş sanatçıların duvardaki fotoğrafları -Kemal Tahir ile Ferhan Şensoy’un ortasında- arasında benimki de var. İçimden “Vay be” dedim. Demek ki yapmışız bir şeyler. Gerçi hiçbir zaman çok popüler bir kariyerim olmadı. Ama geldiğim yerden memnunum. ‘Best seller’ olmasalar da ‘long seller’ bestelerim ve romanlarım var. Buna da şükür.

Yaşla beraber hayata ve sanata bakışınız nasıl şekillendi?

Edebiyat ve müzik 15-16 yaşlarımdan beri benimle yan yana. Sadece müzik yaptığım ya da bir roman yazdığım dönemler oldu. Son 4-5 yıldır ikisini aynı anda yapıyorum. İlk defa iki kanatla uçabiliyorum. Gençken arayış içinde, farklı tarzlarda yazdım. Nihayet polisiyede karar kıldım. Aynı şey müzikte de oldu. Kent ozanı çizgisinde, sade şarkılar yapmaya başladım.