Sevgili Kitap Terapisti, 48 yaşındayım, geçen haftalarda yirmi yıllık birikimim neredeyse eridi gitti. Artık 2022’den ne bekleyeceğimi bile bilmiyorum, hadi bakalım buna da bir şey önerin de görelim. İlhan A. Bu e-maili okuyunca ne yaptım biliyor musunuz? Ellerimi başımın arkasında birleştirdim, uzaklara baktım ve düşündüm. İlhan Bey’in duygusu ne? Umutsuzluk? Çaresizlik? Hayal kırıklığı? Bıkkınlık? Belki de hepsi birden, ama aralarından en belirgini hayal kırıklığı olabilir mi? Peki neye duyulan hayal kırıklığı? Başkalarına, kendinize, sisteme, dünyanın belirsizliğine... Aslına bakacak olursanız dünyanın düzenli bir yer olduğunu bize kimse söylemedi zaten. Nedense bizler büyürken bu fikri geliştiriyoruz. Burası kuralları belli bir yer ve biz bunların hepsine uyarsak her şey yolunda gidecek. Fakat sonra bir bakıyoruz ki her şeyi doğru yapmamıza rağmen hayat allak bullak oluyor. Benim Sufle adlı romanım olduğu gibi bundan bahseder. İşte hayat içindeki bu rastgelelik, işlerin beklediğimiz gibi gitmemesi bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Sonra gelsin depresyon. Her şeyden önce şunu anlamakta fayda var: Tek mağdur siz değilsiniz. Oturup ne kadar şanssız olduğumuzu günlerce düşünebiliriz, birkaç şişe Gaviscon bitirebiliriz ya da bunlar yerine yaşadığımız hayal kırıklığından ders çıkartabiliriz. Buna da beklentilerimizle gerçekler arasındaki büyük boşluğu fark ederek başlayabiliriz. Ha tabii ya da bütün beklentilerimizi bitirebiliriz. Bunun için bakınız, Epiktetos: Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir. Ama Epiktetos gibi olmak çok zor. Şu hâlde bize düşen yaşadığımız deneyimin sonucunu kendi lehimize kullanabilmek oluyor. Bir, yaşadığınız hayal kırıklığının ne olduğunu söyleyin. İki, tam olarak ne hissettiğinizi, neyin size bu hissi yaşattığını anlayın. Üç, yenilgiyi (bu seferlik) kabul edin. Dört, bu hissin üzerinize yerleşmesine izin vermeyin. Beş, yeni bir bakış açısı geliştirin, aynı hatayı tekrarlamayın. Bunlar kitaptan. Bu hayatta hata yapma hakkımız da var. On gün içinde bir ülke ekonomisinin bu kadar hareketli olabileceğini bilemezdiniz. Son günlerde okuduğum bir kitap (UYARI: Kitabı evimde görüp okuyan kıdemli bir psikolog arkadaşım sindirmesi kolay bir kitap olmadığını söyledi) bana bütün bir hayatın iniş çıkışlarla dolu olduğunu, bunları kabullenmekten başka bir şansımızın da olmadığını bir kez daha gösterdi. Lisa Aisato’dan Hayatın Tüm Renkleri. Kitap dedim ama içinde bulacağınız birbirinden güzel illüstrasyonlar, yanlarında birer cümle insanın hayat hikâyesi… Bir diğer kitap David Sedaris’e ait, Ben Çok İyi Bir Gün Konuşacak. Sedaris benim çok sevdiğim, mizahi yanı çok gelişkin bir yazar. Kendisinin bu hayatta onlarca hayal kırıklığı yaşamış olduğunu, bunun ilkinin de henüz küçük bir çocukken konuşma güçlüğü yaşamak olduğunu bildiğimden bakış açısının ve hayatı ti’ye alışının size yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Bir de şu an, tam yazıyı bitirecekken aklıma gelen bir kitabı yazayım. Enseyi Karartmayın. Rahmetli Çetin Altan’ın meşhur sözü, belki bilirsiniz. Gelecek hakkında umutsuzluğa düştüğünüz bugünlerde okuyun da görün, bu ülke, bu dünya değişmez, hep döner.
31.12.2021 04:30
Çok para kaybettim, ne okuyayım?
Fiziğimle değil fikirlerimle gündem olmak istiyorum
31 Mart 2023
Türk annelerin ‘Paşam’ sendromu
24 Mart 2023
Biz polisiye romandaki suçlularız
17 Mart 2023
Ne kıyafet, ne yemek onlara insan gerek
Tüm Yazıları
03 Mart 2023