Doğruları artık göremiyorum

Sevgili Kitap Terapisti, bu pandemi sürecinde hastalık ve aşılarla ilgili telefonuma yağan mesajlar, sosyal medyada okuduklarım, televizyona çıkıp konuşan doktorlar arasında kafam iyice karıştı ve artık sanırım neye inanacağımı bilemiyorum. Ne okumalıyım? Zeynep Bilge. Sevgili Zeynep Bilge, Post truth, yani “gerçek ötesi” çağa hoş geldiniz. Bizler bir zamandır, pandemiden önce de buradaydık, siz biraz süreci geciktirebilmişsiniz, ne kadar şanslısınız. Nedir gerçek ötesi çağ? Hangi Doğru adlı kitaptan alıntı yaparak açıklamaya çalışacağım: “Hemen her konuda birden fazla doğru var ve bizler dünyaya seçtiğimiz doğruların merceğinden bakıyoruz. İnternet bilgi mi yayıyor nefret mi; et tüketmek iyi mi kötü mü; Amazon kitapçıları yok eden bir canavar mı yoksa daha fazla okumaya teşvik eden bir dost mu? Cevap, hangi doğruya öncelik verdiğinize göre değişiyor.” Dolayısıyla sanırım öncelikle bu kitabı size önereceğim. Hector Macdonald 325 sayfada ve uzun bir kaynakçayla bize doğrunun nasıl eğilip bükülebildiğini anlatıyor. Peki tamam anlatsın da biz merkezimizde nasıl kalacağız? Neye inanacağımızı bilemezken nasıl sağlıklı karar vereceğiz? Neye inanılacağı konusundan çok karar verme üzerinde duruyorum çünkü aslında neye inanacağınıza da siz karar vereceksiniz. Bunun için de sanırım biraz dış dünyanın sesini kısmak gerekiyor. Bunu yapmanın yolu da telefonu, televizyonu bırakıp kitaplara gömülmek değil de nedir?  Bilmiyorum polisiye sever misiniz ve okur musunuz, ancak bu türün insanoğluna sayısız faydası vardır. Size söz veriyorum arka arkaya on polisiye kitap okursanız, gerçeklerle yalanları birbirinden ayırma konusunda da zihin egzersizi yapmış olacaksınız. Agatha Christie romanları bunun için aslında birebirdir. Hercule Poirot gibi bir dedektif bize pekâlâ gerçeklerin izini sürmeyi öğretebilir. Herkesi dinler değil mi? Dinler. Ama her duyduğuna inanmaz. Bir kenara koyar, ipuçlarını birleştirir ve voila! Sonunda katili bulur. Böyle düşünelim. Herhangi bir Hercule Poirot kitabı iş görür.  Bu sayfadaki komşum Tuna Kiremitçi’nin yeni kitabını okudum geçen günlerde: Mezun Cinayetleri. Başkomiser Perihan Uygur da bu özelliğiyle dikkatimi çekti, çok hoşuma gitti. Etrafını dikkatle dinliyor, gözlüyor ve bırakıyor zihninde gerçekler yerini bulsun.  Bir başka harikulade dedektif Harry Hole’dan da bahsedelim. Ama bir kitap özelinde bahsedelim. Bıçak. Neden? Jo Nesbo, bu kitabında katili, suçu biraz daha kenara alıp asıl dedektifimiz Harry Hole üzerinde çalışıyor. Onun nasıl biri olduğunu daha iyi anlıyoruz. Bunun konumuzla ne alâkası var? Unutmayın biz de şu an bir dedektif gibi konumuzu etraflıca ele alıyoruz. Yani tabii ki en zorlu vakaları çözen bir dedektifin karakter özellikleri nelermiş ona bakmalıyız. Bakarsınız kopya çekeriz. Biliyorum biraz tuhaf ama ben genelde hayatın bir polisiye, bizlerin de birer dedektif olduğumuzu düşünüyorum. Siz bu yönden bakıp iz sürmeye ne dersiniz?  Reçete  1. Hangi Doğru, Hector MacDonald, Domingo Yayınevi 2. Hercule Poirot seçkisi seti (6 kitap), Agatha Christie, Çeviren: Çiğdem Öztekin, Altın Kitaplar 3. Mezun Cinayetleri, Tuna Kiremitçi, Doğan Kitap 4. Bıçak, Jo Nesbo, Çeviren: Can Yapalak, Doğan Kitap.