Geçtiğimiz hafta gazetenizin manşet haberi beni iyice tedirgin etti. Geleceğimizden zaten korkuyordum, iyice korktum. Tavsiye edebileceğiniz bir okuma listesi var mı? Nilay Sağlam. Sevgili Nilay Sağlam, Sanıyorum artık dünyada bu konuyla ilgili endişelenmeyen kalmadı. Zira doğal afet olayları her an bir yerde bir şekilde karşımıza çıkıyor. Nerede bir nehir taşsa haberimiz oluyor, nereye zamansız kar düşse biliyoruz ya da çok erken açan meyve ağacı çiçeklerini görüp don vuracak diye üzülüyoruz. Her şeyden önce aslında bu kadar endişe yüklü olmanın bizlere iyi gelmeyeceğini düşünüyor ve bunların büyük kaygılar haline gelmeden, kendimizi -belki de yardım alarak- dengelememiz gerektiğini düşünüyorum. Bununla birlikte iklim krizini tek başına bir olgu, hep başkaları tarafından oluşan bir durum gibi değerlendirmek de yanlış olur. Şunu demek istiyorum: Hepimiz bu işin içindeyiz. Dünya kullan at bir yer değil ve buna göre davranmamız, bizim de doğanın bir parçası olduğumuzu hatırlamamız şart. Buna kendi kurgu ve kurgu dışı yapıtlarında en çok değinmiş olan yazar herhalde Ursula K. Le Guin’dir. Kariyerinin başlarından itibaren iklim krizini eserlerinde kullanmış olan Le Guin kendisine ne kadar öngörülü olduğu söylendiğinde, “Ben öngörülü değildim, bilim insanları öngörülüydü,” diyecek kadar da verilere önem veren biri. Dilerseniz Le Guin’in bütün eserlerine bir göz atabilirsiniz. Ben burada kısacık bir şiirinden alıntı yapacağım: Bir İngiltere İskeleti, tek bir taş dünya demektir, dünya demektir çok yaşlı. Bu Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak kitabından. Ayrıca kitabın çevirmeni Gökçenur Ç.’nin yazdığı önsözünü de okumanızı tavsiye ederim. Kendisinin yazısına koyduğu bir Le Guin alıntısı şöyle: “En büyük değişim düşüncelerimizi değiştirmemizle gerçekleşecek. Dünyayı iyi kullanmak, dünyayı ve zamanı hoşa harcamaktan vazgeçebilmek için varlığımızı yeniden keşfetmemiz gerekiyor.” Okumanızı şiddetle ama gerçekten ŞİDDETLE tavsiye ettiğim bir başka kitap ise Kış: Bir Mevsimin Tarihi. Kitapta iklim değişikliğinin 18’inci yüzyıldan beri konuşulan bir mesele olduğunu, hangi tarihlerde nasıl kışlar yaşandığını, hangisinin insanlığı nasıl korkuttuğunu, fakat sonra nasıl düzene girdiğini okuyacak ve bir nebze rahatlayacaksınız. “Bir dakika, galiba bu korku hep vardı ve buna rağmen yaşamaya devam ediyoruz,” deme ihtimaliniz çok yüksek. 2016’dan beri elimin altında bulundurduğum muhteşem bir kitap. Yayıncısına buradan teşekkür ederim. Bir başka tavsiyem Doğan Kitap’ın hazırlamış olduğu İstanbul 2099. Benim de içinde bulunduğum 16 yazarın kaleminden çıkmış, birbirinden farklı hikâyeler. Hepsi de bundan yüzyıl sonrasının İstanbul’una kendi hayal dünyasından bakıp bambaşka bir şehir tasvir ediyor. İklim krizi odaklı hikâyelerden biri benim çok beğendiğim, iki yıl önce okuduğumda içime işleyen Kanalistanbul’da Sıradan Bir Olay. Altay Öktem’e ait hikâyede, Kanal İstanbul projesi yapılmış ve sonrasında yepyeni bir hayat yaşanıyor. Umarım bu eserler size farklı bakış açıları sunabilir. Unutmamak gerek. Her konunun birden fazla boyutu var ve kendimizi daima güncellemeliyiz. Bunun tek yolu da daha fazla okumak. Sevgilerimle.
04.06.2021 06:00
Gelecek korkutuyor ne okuyayım?
Fiziğimle değil fikirlerimle gündem olmak istiyorum
31 Mart 2023
Türk annelerin ‘Paşam’ sendromu
24 Mart 2023
Biz polisiye romandaki suçlularız
17 Mart 2023
Ne kıyafet, ne yemek onlara insan gerek
Tüm Yazıları
03 Mart 2023