Ülkenin yaşadığı büyük ekonomik buhranın geldiği aşama büyük bir türbülans yaratırken toplumsal psikolojide panik hâkim. Sınıfsal gerilim yükselirken kimliklere sıkışma ve kutuplaşma hala güçlü biçimde varlığını hissettiriyor. Denge denetleme mekanizmalarının, güçler ayrılığının kalmadığı merkezileşmiş yönetim sistemi keyfilik üretiyor. Ak Parti 20 yıla yaklaşan iktidar sürecinin tüm yorgunluğunu taşırken sorunları kavrama ve yönetme kapasitesinde çok ciddi kayıp içinde, gündelik hayatla ve gerçeklikle ilişkisini kaybetmiş durumda. Sorunları sayfalarca yazabiliriz. Tüm bunlara karşın anketlerin neredeyse tümünde hala Ak Parti birinci sırada. İlke olarak KONDA seçimlerden önceki Perşembe günü açıkladığı son siyasal ölçüm dışında kamuoyuna siyasal bulguları yayınlamıyor. Diğer araştırma şirketlerinin bulgularını dikkate aldığımızda, Kasım 2015 seçimlerinde her iki seçmenden birisinin oyunu almış olan Ak Parti bu toplumsal desteğin üçte birinden fazlasını kaybetmiş görünüyor. Ak Parti ilk girdiği seçim olan 2002’deki yüzde 34 oyunun da altına gerilemiş durumda. Öyleyken, biri hariç tüm araştırmalarda hiçbir parti Ak Parti’nin oy oranının üstünde değil. Doğal olarak kamuoyu, bunca soruna karşın neden muhalefetin oy oranının artmıyor olmasını ya da Ak Parti’nin gerilemesine karşın hala seçmen gözünde birinci parti olmasının nedenlerini anlamaya çalışıyor.
24.12.2021 04:30
Dindarlar ve Ak Parti
Dindarlar ve dindar muhafazakarlarla ilişkideki Erdoğan’ın dile, üsluba, duyarlılıklara hakimiyetini biliyoruz. O güçte, dilde, maharette yeni bir parti veya lider olmadıkça Erdoğan hala onları etkileme gücüne ve potansiyeline sahip. O nedenle önümüzdeki seçimde dindarların oy tercihini Erdoğan’dan çok muhalefet belirleyecek
Yolumuz Batı'ya mı Doğu'ya mı?
20 Aralık 2024
Zafer de denge de kalıcı olmayabilir
13 Aralık 2024
Türkiye’nin değişen yüzü
29 Kasım 2024
Kıvançta değil kaygıda ortaklaşmak
15 Kasım 2024
Açılıma tepkisizliğin ardında ne var?
Tüm Yazıları
08 Kasım 2024