Işık girmeyen bir yer altı laboratuvarındasınız. 1. Dünya Savaşı yeni bitti ve bu tür bir savaşın yaraları daha yeni yeni sarılırken, ülkeler silah güçlerini artırma yarışına girdiler bile, çünkü yıkımdan en hızlı çıkanların, bir sonraki felakete en hazırlıklı olanlar olacağı biliniyor. Bu nedenle ülkelerde çok hızlı bir bilim ve teknoloji furyası başlıyor ve siz, insanların (daha doğrusu askerlerin) fiziksel gücünü artırabilecek yöntemleri araştıran bir grubun parçasısınız. Önünüzdeki mikroskoba eğiliyorsunuz ve ufacık bir spermin, bir yumurtayı dölleyişine tanıklık ediyorsunuz. “Bunun insanları güçlendirmekle ne alakası var?” diye soruyor olabilirsiniz. Söyleyeyim: O üreme hücrelerinden birisi bir şempanzeye ait, diğeriyse bir insana! Amaç, bizden 6 kata kadar daha güçlü olan şempanzelerle, bizim zekamızı taşıyan insanları birleştirerek, ikisinden de üstün bir melez yaratmak! Sovyet bilim insanı Ilya Ivanovic Ivanov’un bu anlattığım hikayesi, bu alandaki tek hikâye değil. 1967 yılında Çin’de dişi bir primatın insan erkeği spermiyle döllendiği de anlatılagelir. Ancak Çin Kültürel Devrimi sonrasında profesörlerin bu araştırmayı yarıda kesmesi gerekmiş. 1970’lerde yaşayan Oliver isimli şempanzenin, daha doğrusu “insanze”nin, insansı görünümlü bir şempanze olduğu için, iki türün bir melezi olduğuna inanılıyordu. Şimdiyse Kaliforniya’dan bir araştırma ekibi, makak embriyoları içerisine insan kök hücreleri enjekte edip, en az 3 ayrı embriyonun döllenme sonrasında 19 gün boyunca gelişimini gözlediler. Aynı ekip, 2019 yılında bir test tüpü içinde, döllenmeden sonra 20 gün boyunca maymun embriyoları geliştirmeyi başarmışlardı. 2017 yılındaysa insan hücrelerinin enjekte edildiği domuz ve inek hücreleri üretmişlerdi. Ekibin amacı, kimera adı verilen insan-hayvan melezleri alanında devrim yaratmak. Bu yöntem sayesinde organ nakillerinde kullanılabilecek, verimli dokular ve sağlıklı organlar üretebilmeyi ümit ediyorlar. Fakat tahmin edebileceğiniz gibi bu konu, oldukça tartışmalı. Hem insanların “hayvanlar alemi” içerisinde kendilerinin “özel” olduklarına yönelik saplantılı inançlarının altını oyuyor hem de hayvan deneyleri konusunda oldukça endişe verici etik sorunları beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz hafta “Tavşan Ralph” videosuyla hayvan deneyleri yeniden gündeme geldi. Burada hayvan deneylerinin (ve etiğinin) tüm detaylarına girmem imkânsız; ancak genel olarak, insana daha yakın olan türler üzerinde deney yapmaya yönelik engeller; fare, inek, domuz veya tavşan gibi daha uzak akraba türlere göre çok ama çok daha katı. Ancak özel durumlarda, eğer deneylerin insanlığa dikkate değer bir katkı sağlayacağı düşünülüyorsa, üniversitelerin etik komiteleri daha sıra dışı hayvan deneylerine de izin verebiliyorlar.
23.04.2021 06:00
İlk ‘insan-maymun’ melezi
Kaliforniya’da araştırmacılar makak embriyolarıyla insan kök hücrelerini birleştirip 19 gün yaşattı. Benzerleri tarihte defalarca denendi, henüz başarabilen olmadı. Ama genlere hükmedebilirsek, yeni melezler yaratabiliriz. Kilit soru şu: Yapmalı mıyız?
Kanserle savaşta en 'parlak' yöntem
20 Aralık 2024
Milyarderlerin kıyamet sığınağı yarışı kızıştı
13 Aralık 2024
Kafanızın içinde sizinle konuşan biri var mı?
Tüm Yazıları
06 Aralık 2024