Geçtiğimiz haftanın “eğlence” konusu, yörüngeye kontrolsüz bir şekilde giren 22 tonluk Long March 5B roketiydi. Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan dışlanan Çin’in kendi uzay istasyonunu 2022’ye kadar yörüngede inşa etme planının bir parçası olarak fırlatılan ve 10 gün boyunca kontrolsüz bir şekilde atmosfere yaklaşan roket, nihayet Türkiye saati ile 8 Mayıs sabahı Hint Okyanusu’na düştü. Bu düşüşten birkaç gün önce çektiğim bir videoda şöyle demiştim: “Ama Dünya’nın yüzde 70’i sularla kaplı, karalarınsa çoğu boş olduğu için muhtemelen bir insanın üzerine düşmeyecek.” İşte istatistik, bu şekilde çalışır. Örneğin geçen sene yine bir Long March 5B roketi Dünya’ya kontrolsüz şekilde düşmüştü ve Fildişi Sahili’nde boş bir araziye çakılmıştı. Nisan 2018’de 8 tonluk bir diğer roket, Pasifik Okyanusu üzerinde yanarak yok olmuştu. COVID-19 döneminde çok iyi bir şekilde öğrendiğimiz gibi, insanların istatistik ve olasılık algısı oldukça kısıtlı. Bir roketin kafalarına düşme ihtimalinin birkaç trilyonda bir civarında olduğunu anlıyorlar ve günlerce bu konu hakkında gülüp eğlenebiliyorlar; ancak tanı konması halinde ortalama yüzde 2 ihtimalle ölecekleri bir hastalığa karşı, sadece birkaç milyonda bir oranında yan etkiye sahip aşılardan kaçınıyorlar ve bir dolu palavra uyduruyorlar. Bunlarla ilgili gerekçeleri de tuhaf: “Vücuduma yabancı gen veya madde almam.” Hastalığa yakalandığınızda vücuda girecek SARS-CoV-2 isimli virüs “yabancı” bir madde değil ve genomunun tamamını enjekte etmeyecek herhalde? İnsanlar tuhaf... Her neyse, bir diğer istatistik şu: Bugüne kadar Çin’in bu roketinden daha iri olan sadece 3 adet roket Dünya’ya kontrolsüz bir şekilde düştü (STS-107 Columbia faciasını saymazsanız). 106 tonluk Skylab uzay istasyonu (ABD), 45 tonluk Saturn S-II-13 roketi (ABD) ve 39 ton olduğu tahmin edilen DOS-6 uzay istasyonunun TKS-M modülü (Sovyetler Birliği). Bunların üçü de ya okyanusa düştü ya da karalardaki boş arazilere... Ancak istatistiklerle ilgili anlaması en zor şey, azınlıkta kalan oranları kavramak: Örneğin tespit edilen COVID-19 vakalarının yüzde 98 civarı hayatta kalma oranı olduğu için, geri kalan yüzde 2’yi küçümsemek çok kolay. Halbuki yüz milyonlarca pozitif vaka içinde yüzde 2... Eh, bildiğiniz gibi, neredeyse 3.5 milyon anne, baba, çocuk, evlat, eş, sevgili, hayat arkadaşı, dost veya birilerinin sevdiğinin sonsuza kadar yitip gitmesi demek oldu ve oluyor. Burnumuzun dibinde yaşanıyor; ama bunu bile göremiyoruz, idrak edemiyoruz.
21.05.2021 06:00
Kafamıza uzay çöpü düşer mi?
Dünya’nın yörüngesini şimdiden irili ufaklı milyonlarca nesneyle doldurduk. Elbette uzayın büyüklüğü içinde bu önemsiz bir miktar. Fakat çöpler, yeni uzay görevleri için riskleri artırıyor. Yörüngedeki uydular açısından da tehdit yaratıyorlar
İnsan beynini bu kadar özel kılan ne?
08 Kasım 2024
Kuantumun gücü şifrelere yeter mi?
01 Kasım 2024
Bilincimizin ardında kuantum mu var?
25 Ekim 2024
Belki de bir devrimin ortasındayız
18 Ekim 2024
En büyük sırrımızı bir sinek mi çözecek?
Tüm Yazıları
11 Ekim 2024