Bir gece yarısı kurumun rızasını almak şöyle dursun, okuldan kimsenin fikri bile sorulmadan X Üniversitesi’ne rektör atanan adamın görevdeki ilk ayı pek iyi geçmemişti. Üniversite kendisine yapılmış bu saygısızlığı kabul etmiyor, vazgeçecek gibi de görünmüyordu. Rektör akademi tarihinde görülmemiş şekilde bir ay boyunca kendisine rektör yardımcısı olarak atayacak hoca bulamadı. Neden sonra üç kişiyi toparlayıp yardımcı kadrolarını doldurmayı başardığında, üniversitenin “rektörLÜK devri” diye anılacak (rektör malum ama “LÜK” kısmı da önemli) yeni bir döneme girdiği fark edildi. Hocalar gecenin ilginç saatlerinde e-posta kutularında tam olarak kimin yazdığı anlaşılamayan, “X Üniversitesi Rektörlüğü” imzalı, yaşı yetenlere 12 Eylül darbe döneminin kendi kendisine “Milli Güvenlik Konseyi” adını takan cuntasının bildirilerini hatırlatan tuhaf mesajlar bulmaya başladı. Bir mantık zinciri olmayı başaramayan ipe sapa gelmez argüman desteleri şeklindeki bu mesajların ortak derdi, üniversitenin demokratik geleneğine uygun olarak ilgili birimlerdeki hocaların oylarıyla belirlenen enstitü müdürlerinin göreve atanmamasına kılıf uydurmaktı. Sosyal Bilimler Enstitüsü hocalarının yaptıkları seçimin sonucunu tanımamak ve Fen Bilimleri Enstitüsü’nün kendi kurallarına göre organize edeceği seçimi engellemek için icat edilen bahaneler, hocaların rektörLÜK’ün kendi uydurduğu ve seçimle alakası olmayan saçma sapan bir prosedüre uymakla “mükellef” olduklarını yazarak sopa göstermeler, hepsi bu dönemin trajikomik anıları arasına eklendi.
30.07.2021 04:30
Üniversite ve astronotlar
Kuantum mutluluğu
29 Kasım 2024
Bayat bir fikir
22 Kasım 2024
Bir insanlık öncüsü
15 Kasım 2024
Kopan zincir
08 Kasım 2024
İki işlem
Tüm Yazıları
01 Kasım 2024