21 Haziran 2025, Cumartesi
Abone Ol Giriş yap
02.05.2025 04:30
Makaleyi sesli dinle • 0:00

İstanbul’a sıra dışı bir yeme-içme mekanı: Terminal Kadıköy

A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Marmaray, YHT ve metrobüs hatlarının kesiştiği noktada, Söğütlüçeşme Tren İstasyonu’nun yıllardır atıl kalan alan Akfen GYO’nun projesiyle Terminal Kadıköy adıyla hayat buldu. AKFEN GYO, 70 milyon dolara mal olan projeyi 26 yıl süreyle işletecek... Akfen Holding Başkanı Hamdi Akın’ın vizyonuyla bu alanda Moskova’daki Depo, İspanya’daki mercado’lar, Londra’daki Borough Market’i andıran sokak lezzetlerinin öncelikli olduğu yeme-içme ve sosyal-kültürel etkinlik alanı oluşturuldu


Terminal Kadıköy bu hafta açıldı. “Farklı bir yaşam, etkinlik, yeme-içme alanı olarak İstanbul’un hayatında artık Terminal Kadıköy de var” diyebiliriz.

Fenerbahçe Ülker Stadı’nın hemen karşısında, Söğütlüçeşme Tren İstasyonu’nun çevresi dönüştürüldü ve 45 bin metrekarelik arsa üzerine 16 bin metrekarelik alanda yeme-içme mekanları, etkinlik alanları yapıldı.

Burası bir AVM değil. Bildiğiniz yeme-içme mekanlarının olduğu bir yer de değil. Daha çok İspanya’daki mercado’lar, Rusya’daki Depo, New York’taki Chelsea Market, Portekiz’deki Time Out’lar gibi.

Terminal Kadıköy’ü Akfen Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Terminal Kadıköy Yönetim Kurulu Başkanı Pelin Akın Özalp ve 7D7 Yönetim Kurulu Başkan Vekili Levent Veziroğlu ile gezdik.

12 farklı caddesi var Terminal Kadıköy’ün. Ziyaret ettiğim gün yeni mekanların son hazırlıkları yapılıyordu.

Çibörekçiden pilavcıya, burgercilerden söğüşçüye kadar sokak lezzetleriyle öne çıkan bir yer olmuş.

Anadolu lezzetlerini ve dünya mutfağını da Terminal Kadıköy’e taşımışlar. Bu noktada Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) ile işbirliği ve yeme-içme sektörünün deneyimli isimlerinden Levent Veziroğlu’nun yarattığı konseptlerin farkı görülüyor.

Proje mimarlığını Melkan Tabanlıoğlu, iç mimari projesini ise Autoban'ın yaptığı olan bölge uzun süre mezbelelikti. Şimdi ise modern görünümü ve peyzajıyla İstanbul’un cazibe merkezlerinden biri olmaya aday. Pelin Akın Özalp ve Levent Veziroğlu ile proje üzerine konuştuk.

Pelin Akın Özalp

 

Öncelikle dışarıdan bakıldığında böyle bir alan olduğu, olabileceği hiç anlaşılmıyor. Tren istasyonu, duraklar var, ancak durup da zaman geçirilecek bir yer değildi burası. Burada bu dönüşümü yapmaya sizi ne cesaretlendirdi?

Pelin Akın Özalp: Dünyada da örneklerinde olduğu gibi kentsel dönüşüm aslında tam da bunun için yapılıyor. Yeniden hayat vermek, nefes almasını sağlamak ve burada yaşayanların hayatlarını iyileştirmek, kolaylaştırmak için. Burada daha önce bir AVM projesi vardı. Biz o projeyi tamamen değiştirdik. Başka bir bakış açısıyla hareket ettik. Burada insanlar işten eve giderken evinin alışverişini yapabilir, biraz soluklanıp zaman geçirebilir, arkadaşlarıyla burada buluşup dağılabilir. Etkinlik alanında konserler, gösteriler planlanıyor, çocuklarıyla o alanlara gelebilir…

Yalnızca maç günleri değil...

P.A.Ö: Maç günleri çok daha kalabalık olur diye düşünüyoruz. Burası ulaşım noktası. Günde 100-130 bin, ayda ise 3 milyondan fazla kişinin geçtiği Kadıköy Söğütlüçeşme’deki Marmaray, yüksek hızlı tren ve metrobüs bağlantı yollarının kesişme noktasındayız. Eski vagonu da burada tuttuk. Buraya çok özel bir ruh kattığını düşünüyorum.

Levent Veziroğlu (Fotoğraf: Gülşah Sarıtaş Keskinel)

 

Levent Veziroğlu: Burası çok atıl bir bölgeydi. Hiç kullanılmayan alanda tamamen bir dönüşüm felsefesiyle yepyeni bir ortam yaratıldı. Yatay sokaklar var, farklı yerlerden buraya girip geçebiliyorsunuz. Dünyada bu tür atıl alanları değerlendirirken temelde hedef alınan şey zaten bölgenin yaşam tarzına uygun olması. Birçok tren istasyonunun olması bile buraya bir duygu, bir karakter katıyor. Ben arkadaşlarıma anlatırken, “içinden tren geçen bir hikaye burası” diyorum. Dolayısıyla insanların ulaşımlarını sağlarken soluklanabileceği; durup yeme-içme, eğlenme ihtiyacını gidereceği, sosyal paylaşımlarla da işte konser olsun, spor olsun, insanları bir araya getiren, bir arada tutan bir konsept yaratmayı çalıştık. Tam da Kadıköy’ün o normal dokusuna uygun bir şekilde geliştirdik.

Buraya adım atar atmaz bir market gördüm, onun dışındaki her yer yeme-içme mekanı. Nasıl bir konsept yaratıldı?

P.A.Ö: Az önce söylediğim gibi AVM değil. İhtiyaç karşılanacak noktalar var ama İstanbul’un birçok yerinde gördüğümüz perakende markalarının bir şubesinin olduğu yerler tasarlanmadı. Butik markalar var. Londra’daki Borough Market veya Barselona’daki geleneksel pazarlar gibi burası.

L.V: Burası için yeni yeme içme mekanları yarattık. Sokak lezzetlerinde çok özenli davranıldı. Kore, Gürcü, İtalyan mutfağının özel adresleri de, Adana’dan, Bodrum’dan buraya taşıdığımız markalar da var.

Mutfak Sanatları Akademisi MSA sokak lezzetleri danışmanlığı yapmış. Yeni bir konsept çıkmış ortaya. Bunu anlatır mısınız? Kadıköy’ün dokusu düşünülerek de bu karar alındı diyebilir miyiz?

L.V: Burası bir gastronomi konsepti. Daha çok Rusya’daki Depo, İspanya’daki mercado’lara benziyor. Amerika’da da farklı örnekleri var. Gastronomi konseptini MSA danışmanlığında “YediDeYedi” (7DE7) adlı özel bir marka yaratarak hazırladık. 21 farklı mutfak kültüründen örnekler var. Migros’un TazeDirekt markası burada bir yer açıyor. Tam market gibi değil, taze sebze, meyveye ulaşılacak bir yer oluyor.

P.A.Ö: Bu özellikleriyle dinamik, yenilikçi, her yaşa hitap eden bir yer oldu. Kahve zincirleri de var bu yeni konseptlerin dışında. 4 bar da var. 250’den fazla tedarikçiyle çok özenli çalışıldı yeme-içme mekanları için. Sports bar kuruldu. 4 büyük ekranda canlı spor yayınları olacak.

Az önce karşılaştım MSA’nın şeflerinden Merve Kızılkaya’yla.

L.V: Merve buradaki tüm konseptin mimarlarından. 7DE7 konsepti için çok çalışıldı. Tüm şefler MSA’dan. 120 aşçımız var, 21 lezzet noktası oluşturuldu.

Kültür sanat etkinlikleri için neler planlandı?

P.A.Ö: Paribu ile işbirliği yaptık. Eylül itibarıyla 1500 kişilik alanda konserler, gösteriler planlanıyor.

Babamın vizyonu

Hamdi Akın iş geliştirme uzmanı. Bir röportajda bana, “İşlerimle duygusal bağ kurmam, her işi satabilirim” demişti. Hamdi Bey için burası ne ifade ediyor?

P.A.Ö: Şehir yaşamına soluk getirecek bir yer olacağını düşünüyoruz. Buranın yaşı, cinsiyeti, kategorisi yok. Lahmacun da var, balık ekmek de, şık restoranlar da. Evet, burası babamın vizyonu. Yani buranın ilk projesi AVM projesiydi, proje babama geldiğinde kendi vizyonunu ortaya koydu. Ve çok heyecanlandı burası için. Onun heyecanı da hepimize geçti. Gerçekten bambaşka bir yere dönüştürmek hepimizi motive etti.

Fenerbahçe de Hamdi Bey’in tutkusu.

P.A.Ö: Stadın tam karşısındayız. Bu avantaj sağlayacak. Yalnızca futbol olarak da düşünmeyelim. Bu dev ekranlarda kadın voleybol takımımızın maçlarını da, farklı dallardaki karşılaşmaları da vereceğiz.

Malum hayat pahalılığı var. Dışarıda yeme-içmenin çok pahalı olduğu bir dönemdeyiz. Konseptleri oluştururken kalite-maliyet hesapları sizi nasıl yönlendirdi?

P.A.Ö: Fiyatlarımız herkesi kapsayacak nitelikte. Sağlıklı, hızlı bir şekilde doyacağınız çok alternatifli bir ortam oluşturduk.

L.V: Burada aslında herkese, her kesime, her keseye uygun bir dünyayı yaratmaya çalıştık. Ve aslında göstermeye çalıştığımız şey de gastronomi dünyasında son dönemde herkesin şikayet ettiği “her şey çok pahalı algısını” da birazcık kırmak. Burada paranın karşılığı olan lezzeti, değeri görebilmek için yarattığımız bir dünya var. Ben şu örneği veriyorum. Yurtdışına giden yeni nesil arkadaşlar hep sosyal medyaya, “işte Atina ucuz, burası daha ucuz, şurası daha ucuz” şeklinde videolar koyuyorlar. Biz buranın cepleri yakmayan paralarının karşılığını aldıkları bir yer olsun istedik. Ayrıca en az 1.500 kişi istihdam edilecek. 

Peyzaja 1.5 milyon dolar harcandı

Terminal Kadıköy’ün bulunduğu ortam için İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi özel bir çalışma yaptı. Yapılan bitki analizlerinden sonra bölge, istilacı ya da sağlıksız türlerdeki bitkilerden arındırıldı ve mevcut yeşil doku üç katına çıkarıldı.

Manolya türleri, defne, sakız, erguvan, çınar, gürgen, söğüt, ladin, fıstık çamı, mersin, sedir, dişbudak, akçaağaç, kızılcık gibi İstanbul’u temsil eden bitki türlerinin de içinde bulunduğu peyzaj çalışmalarına 1.5 milyon dolar harcandı.

AVM kararından dönüldü

Akfen GYO çatısı altında geliştirilen Terminal Kadıköy’ün hikayesini hatırlatmak gerekirse; Akfen Holding Fıratcan İnşaat’ın yüzde 51 hissesini 2020 yılında 6,2 milyon euro’ya satın alarak (sonra da tamamını aldı) projeye dahil oldu. Başlarda AVM, ofis yapılacak deniliyordu. Kadıköy sakinleri buna karşı çıktı. Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, AVM ve otel planının Kadıköy’e uygun olmadığını ve yerel halk tarafından benimsenmeyeceğini belirterek daha küçük ölçekli ve kamunun onaylayacağı bir konsepte dönüştürme kararı aldı. Böylece proje, alışveriş merkezi ve otel yerine ağırlıklı olarak yeme-içme odaklı bir açık alan olarak yeniden tasarlandı. Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan Terminal Kadıköy, 45 bin metrekarelik bir alan üzerinde 16 bin metrekare kiralanabilir alana sahip dükkanlardan oluşuyor.

Sürdürülebilir ve düşük katlı binalardan oluşan Terminal Kadıköy, Akfen GYO çatısı altında 29 yıllık bir işletme dönemini kapsayacak şekilde planlandı.

Terminal Kadıköy’ün mekanları

  • Komünite
  • Deli Deli Şarküteri
  • Söğütlü Lokanta
  • Hebun
  • Onur Ocakbaşı
  • Afitap Meyhane
  • Shivili [Gürcü Mutfağı]
  • Beyaz Fırın
  • Nesta Cuisine
  • Marmaris Büfe
  • Ters Köşe
  • Soju Bar
  • Trattoria Fontana
  • YediDeYedi
  • Rossmann
  • Flying Tiger
  • Taze Direkt
  • RD Club
  • Yves Rocher
  • Casio
  • MAD Parfum
  • Candy Zoo
  • Cafer Erol

Bunlara ek olarak kahve zincirleri şubeleri ve eczane gibi yerler de bulunuyor.

* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.