Kars, dünyanın farklı coğrafyalarında gastronomi tutkunlarının takip ettiği 17 peynir rotasına eklendi
Dünyanın sayılı peynir rotalarını Fransa-Normandiya, Hollanda-Rotterdam, İtalya-Sardunya diye saymaya başlayıp bu listeye Türkiye-Kars’ı ekleyelim artık. Kafkas peynircilik geleneğini yaşatan çok önemli bir adres olan Kars bu listede çoktan olmalıydı. Biliyoruz, Türkiye’de gastronominin güçlenmesi, desteklenmesi hiç kolay olmuyor. Ama oldu, uzun yıllara dayanan uğraşın sonucunda Kars Türkiye’nin ilk peynir rotası olarak tescillendi. Kars’ın Boğatepe Köyü meşhur Kars gravyer peynirinin Türkiye’de üretildiği tek köy. Köyün eski adı Zavot (mandıra demek.) Köy, adeta bir peynir fabrikası, üssü. Dağı-taşı farklı, bölgede yetişen 14 endemik bitki ile besleniyor hayvanlar. Havası, sütü, peyniri özel. Bu köye peynirciliği Malakanlar getirmiş. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra bölge yaklaşık 40 yıl Çarlık Rusyası’nın egemenliği altında kalıyor ve o dönemde Malakanlar köye yerleşip peynir üretimini başlatıyorlar.
İsviçreliler kurdu
Tiflis-Kars arasındaki posta yolu atlı tramvayın mola ve aktarma istasyonu olarak kurulunca bu köyü İsviçreli iş insanları da keşfediyor. Onların döneminde peynir atölyeleri açılıyor. 1880 yılından sonra Kars’ta 10 farklı köyde İsviçreli peynir imalatçılarının girişimleriyle gravyer peyniri mandıraları kuruluyor. O döneme ait müthiş fotoğraflar Boğatepe Köyü’nün Zavot Peynir Müzesi’nde mevcut. 1917 Bolşevik Devrimi’nden sonra Malakanlar Rusya’ya dönüyor, Terekemeler(Karapapaklar) yerleşiyor Boğatepe Köyü’ne. Ve onlar devam ettiriyor peynir üretimini. O dönemlerden kalma aletler, fotoğraflar ve anılar çok etkileyici. 1920’li yılların başında köylüler iki kooperatif kurarak Çarlık Rusyası döneminden kalan mandıralarda gravyer peyniri üretimine devam ediyor. Frida’dan Feride’ye uzanan aşk hikayelerini dinleyerek geziyoruz köyü, babadan oğullara ve kadınlara geçen üretim tekniklerini İlhan Koçulu anlatıyor. Koçulu Çiftliği bölgenin kalkınmasına öncülük eden bir üretim üssü. İlhan Koçulu kendini bu işe adamış, köyünü kalkındıran bir kişilik olmanın çok ötesinde, özel bir insan. “Filozof” gibi konuşuyor. 24 saat konuşsa dinlenir. Tarihten günümüze uzanıyor, “Kadın bakkal” tabelasını gösteriyor, yöredeki kadınların üretime katılımını anlatıyor. Yerel kalkınma modeli olarak her yerde yaptıklarını anlatsa ve onun izinden gidilse, Türkiye tarımı kalkınır. Hürriyet Koçulu da Koçulu ailesinin büyük şehirde yetişen kuşaklarından. O da geri dönmüş köyüne, “Bir çekirdek bile ekmemiştim, köyüme döndüm. Hayata dönmüş gibi oldum, gökyüzü maviymiş. Burada ekoturizm yapıyoruz, çok daha gelişeceğine inanıyoruz” diyor. Kars’a bir saat uzaklıktaki Boğatepe’den çıkıp Bozyiğit Köyü’ne, meşhur Çıldır Gölü’nün yanı başındaki köye gidiyoruz. Göksu Peynircilik var orada da. Şör eritmesi yapılıyor açık havada. Peynir rotasının duraklarından Bozyiğit. Kars Peynir Rotası dört mandıra, iki müze olmak üzere altı duraktan oluşuyor. Bunlar; Sarıkamış Öztürk Süt, Koçulu Peynircilik, Bozyiğit Göksu Mandıra, Osmanoğlu Süt Ürünleri olmak üzere 4 mandıra ile Ekomüze Zavot ve yapımı süren Kars Peynir Müzesi. Valilikten özel izinle geçmişte tabya olarak kullanılan Kars Peynir Müzesi’ni de geziyoruz. Açıldığında peynir rotasını takip ederek Kars’a gelen her turist için çekim merkezi olacak. Anlattığım Kars Peynir Rotası “Gelecek Turizmde” projesinin yeni adresi. Kars’ın değerlerinin ortaya çıkmasını sağlayan proje, Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNDP ve Anadolu Efes ortaklığında gerçekleşiyor. Atatürk Üniversitesi yürütücülüğünde Kafkas Üniversitesi, Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği, TOBB Kars Ticaret ve Sanayi Odası Genç Girişimciler Kurulu’nun ortak çalışmasıyla Türkiye’nin ilk tescilli peynir rotası olarak hayat buluyor. Kars’ta Almanya Schleswig-Holstein Peynir Rotası iyi uygulama örneğinden yararlanılarak rota tasarımı hazılandığını proje koordinatörü Dr. Zuhal Aksakallı Bayraktar anlatıyor. Kadın üreticilerin hikayelerini, üretilen her peynirin özelliklerini ve ödüllü peynirler olduklarını öğreniyoruz. Anadolu Efes Kurumsal İletişim ve İlişkiler Koordinatörü Selda Susal Saatiçi, 14 yıldır devam ettirdikleri Gelecek Turizm ile sürdürülebilir turizme destek olmak yanında, Kars turizmine katkıda bulunmayı amaçladıklarını söylüyor. Gelecek Turizm’de projesi sürdürülebilir turizm konusundaki yerel girişimlere bugüne kadar 2 milyon ABD doları hibe ve iletişim yatırımı gerçekleştirdi. 19 proje ile 200 bin kişinin hayatına dokunuldu. Yaklaşık 500 kadına doğrudan ya da dolaylı olarak istihdam sağlandı. Yaklaşık 600 Sivil Toplum Örgütü ve 23 üniversite ile iş birliği yapıldı. Projelerin uygulandığı bölgelerde, tersine göçün sağlanmasından ziyaretçilerin kalma sürelerinin uzamasına varan geniş bir yelpazede pozitif etki oluşturuldu.
Tren bekleniyor!
Toplumsal kalkınma yaratan projeler arasında Kars Peynir Rotası’nın adını da artık sıkça duyacağız. Kars’a gitmek isteyenler için de küçük bir not düşelim. Kars’a uçakla ulaştığınızda tüm rota 2 günde rahatlıkla geziliyor.Köylüler müthiş açık görüşlü, misafirperverler. Malum, Turistik Doğu Ekspresi pandemi süreci sonrası faaliyetlerine ara verdi. Kars, Doğu Ekspresi’ni de bekliyor. Turistik Doğu Ekspresi’nin seferlerine tekrar başlamasıyla Kars Peynir Rotası’nın trende tanıtılması ve Kars peynirlerinin trenin yemek vagonunda satışa sunulması da planlanıyor. Kars’taki bu güzel gelişmeleri takip etmeye devam edeceğim.