"Evet, şu deniz kenarındaki çay bahçesinin ortasında oturan, üstüne güneş vurmuş figür benim. Belli ki çok rahat ve huzurlu bir günümdeyim,” diyorum. Ve bu cevabı verir vermez de şaşkınlıkla kendime geliyorum. Çünkü aksine pek de rahat ve huzurlu bir dönemimde değilim. Ve bu tablodaki belli belirsiz figürün neden ben olduğunu iddia ettiğime dair de hiçbir fikrim yok! Bana az önce “Bu tablodaki hangi figür sizsiniz?” diye sormuş olan Seren Pehlivanoğlu İlkdoğan ise yüzünde anlayışlı bir ifadeyle beni onaylarcasına gülümsüyor. Önünde durduğumuz tablo, Hoca Ali Rıza’nın 1922 tarihli, İstanbul’u. Ve ben de Sakıp Sabancı Müzesi’nde, özel bir deneyim için geldiğim Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisindeyim. Peki bu özel deneyim ne ve ben ne diye bu tabloyu daha önceleri defalarca görmüş olsam da bu sefer önünden ayrılmak istemiyor, aksine beni bıraksalar içine girip yaşamayı arzuluyorum?
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim