20 Nisan 2024, Cumartesi
05.11.2021 04:30

Atatürk çiçeği

İtalya’da Stella di Natale, Almanya’da Weihnachtstern, İngilizcede Poinsettia diye bilinen bitkiye Atatürk çiçeği diyoruz. Laboratuvarda üretildiğine kadar türlü iddialar var ama hiçbiri doğru değil

Bitkilerin gizemli dünyasına daldığım sıralarda beni en şaşırtan gerçeklerden biri “kıpkırmızı çiçekleri var” diye tanımladığımız Atatürk çiçeğinin gerçek çiçeklerinin o kırmızı yapraklar değil onların ortasındaki sarı minicik yapraklar olduğunu öğrenmemdi. Bu bilgi bitkilerin ne kadar oyuncu olduğunu, en az insanlar kadar kurnaz davranabileceği gerçeğini fark etmemde büyük etken. İnsanların makyajla yaptıklarını bitkiler bazen kokusu, bazen dokusu ile yapabiliyor! İşte Türkiye’de Atatürk çiçeği olarak tanıdığımız Euphorbia pulcherrima da aynen bu zeki bitkilerden! Yine de yeşil, sivri uçlu yapraklarının tepedeki brakte denen petallerini kızartıp ortalarındaki minik sarı çiçeklere dölleyici çektikleri gerçeği bitkinin güzelliğini etkilemiyor.  Azteklerden beri tanınan bitkiyi bir Meksika seyahatinde Meksiko City’nin şehir periferisine yerel halkın teknelerle gezdiği kanallardaki seralarında görmüştüm. Belli aylarda yapraklarının kırmızı rengi alabilmesi için 12-14 saat zifiri karanlıkta kalması gereken bitkiler örtüleri açılmış ve harika renkleri ile kanal boyunca gözler önüne serilmişti. 

Atatürk çiçeği
Atatürk çiçeği
Bilimsel ismi Euphorbia’yı Yunan fizikçisi Euphorbos’un kaktüs benzeri bir bitkiden bahsederek güçlü bir müshil olarak kullanıldığını yazması ve Numidia Kralı II.Juba MS 12’de bu bitkiye Euphorbos adını vermesiyle almış. 

Efsane nereden?

Türkiye’de ise bitkinin Atatürk çiçeği olarak bilinmesi ile ilgili dev şehir efsaneleri mevcut. Araştırınca, iddianın kökeninin 8 Temmuz 1935 tarihli gazetelerdeki -Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin iyileştiği yönündeki haberlerdeki- aktarımlara dayandığını gördüm. Yeni Asır, Cumhuriyet, Akşam gibi dönemin gazeteleri şöyle yazmış; Wanderbit Üniversitesinden Prof. Dr. Kirk Landin, 1933 yılında akademik çalışmaları esnasında, laboratuvarda kırmızı renkli bir çiçek elde eder. Tarsus Koleji'nde Atatürk ile tanışmış olan bir akademisyen  de adı “Atatürk Çiçeği” olsun der.  Kirk Landin kabul eder. Resmi onayı alınır ve tüm dünyada bu çiçek artık “Atatürk Çiçeği” dir. Gel gör ki durum hiç öyle değil. Bu bitki profesör ve Atatürk hayatta değilken Aztek’lerce biliniyordu. Yani bir laboratuvar bitkisi değil. Ayrıca ne Amerika’da, ne de dünyanın geri kalanında Atatürk çiçeği olarak biliniyor.  Bitkinin bakımı için onlarca bilgi var. Ama en önemlisi soğuk sıcak farkına hassas, aşırı sulanmamalı, nemli ama havadar ortamda bulunmalı. Ilık su ile sulanmalı. Filtre ama kuvvetli gün ışığı istiyor. İkinci sene tekrar kızarması ve çiçek açması için sabır isteyen bir süreç talep ediyor. Gelişme döneminde 10 hafta civarında geceleri tek bir ışık hüzmesi almayacak kadar karanlık yerde, gündüz de aydınlık yerde tutulmalı.  Birkaç yerde dev çalı olmuş ve üst yaprakları kan kırmızı olmasa da pembemsi şekilde gelişmiş bahçe uygulamalarına rastladım. Dona dayanıklılık haritası içinde 9-11 aralığında iseniz bahçede denenebilir. Sadece çam ağacınızın altı için alıyorsanız, seneye yenisini almak üzere bozulanı kompost kutunuza atabilir ya da yeniden açtırmak için şartları sağlayacak sabırda ve imkanda olan bir arkadaşınıza verebilirsiniz. Gövde yapraklarındaki süte benzeyen özsu alerjiktir. Dikkat!