25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
29.10.2021 04:30

Bilmiyorsan budama

Bir bitkiniz varsa elinize bir gün mutlaka makas almanız gerekecek. Ama unutmayın budama ciddi bir iştir. Yanlışı, hem bitki hem de çevresi için tehlikelidir

Yıllardır budama mevsimi yaklaşırken park ve bahçelerdeki belediye bahçıvanlarının, ‘biliyordur’ diye yardım aldığım kişilerin, ufak tefek okuma ve eğitimlerle kendi denemelerimin sonuçlarına bakarak ızdırap çekerim. Eski toprak köylümüz hala ayın farklı fazlarında, enerjinin toprağa veya topraktan ağaçlara aktığı dönemlerine göre budama yapıyor, tohum ekiyor, kalem aşısı yapıyor ki hala maarif takviminde yazar bu tarihler ama yeni jenerasyonda bu bilgi uçup gitmiş. Kime sorsam annem bilir, dedem öyle yapardı diyorlar.  Artık ampute dallar, zamansız budanıp erken filiz verip donanlar, hatta taze ve hızlı büyüyüp rüzgarda kolayca kırılanlar, zararlıya VIP kapı girişi gibi açılmış kesikler, ceket ve saksı asmak için ay ne güzel denen ama ağaç için bir zararlı tüneli olan orta yerinden kesilmiş dallar gözümüze gözümüze giriyor.  Ne kadar ellemesem daha iyi deseniz de bir bitkiniz veya tek bir ağacınız varsa bir gün elinize makas almanız gerekecek. Yıllardır budama konusunu ne çok kişiye sordum ama cevaplarından bir türlü ikna olmadım. Derken geçenlerde Instagram’da ne göreyim? Bir süredir takip ettiğim ve harika eğitimler organize eden İstanbul Permakültür Kolektifi’nin 5 saatlik, tek günlük online kursu. Havalemi yaptım, kaydımı oldum ve bir pazar günü Mine Pakkanar ile tanıştım. Kendisi agrohomeopat bir ziraat mühendisi ama sahada. Bahçıvan, eğitmen, iç-dış süs bitkisi yetiştiricisi, televizyon programcısı, tıbbi ve ıtri bitkiler konusunda tarla tesisi ile yetiştiricilik alanında ülkenin dört bir yanında hizmet veren, organik tarım-kompost sistemi kurulmasında danışmanlık yapan, halka açık ücretli ve ücretsiz eğitimler organize eden muazzam bir kadın. Ayrıca online olmanın dezavantajlarını yok eden, sabırlı, esprili, mükemmel bir anlatıcı.  Anlattıklarını aktarmam için ek gazete gerekir, 5 saat boyunca kesintisiz konuşan, sorularımıza sabırla cevap veren Mine hanımın bu eğitimi sonunda çok şey öğrendik. Ama elbette kaç sömestirlik uygulamalı bir dersin tek seferde hap gibi alınması imkansız. Ben o günün sonunda güvenlik, estetik ve verim amaçlı budamalardan gerekli olanı seçerek, her bitkinin farklı sezonlarda ve farklı kesme teknikleri ile budanması gerektiğini, yanlış budamanın bir ağacı öldürebilecek, yanlış gelişip bir gün altından geçeni sakat bırakacak kadar zararlı olabileceğini, işi bilmiyorsan elindeki makası sakince yere bırakıp uzaklaşmanın en iyisi olduğunu öğrendim. 

Ağlayamazlar ama...

Uzun saçla girip kısa saçla çıkarken ağladığınız kuaförünüzü hatırlayın. Bitkileriniz hemen ağlayamaz ama hatalı ve çirkin bir kesim ile bir sonraki sezonda ya sizi terkedecek, ya da formsuz, çiçeksiz, meyvesiz halleri ile size surat yapacaklardır. Hemen İstanbul Permakültür Kolektifi’ni ve Mina Pakkanar’ı takibe alın. Şehirde yağmur suyu hasadından, zeytinciliğe, sabun atölyesinden, kompost yapımına kadar farklı uzmanlardan eğitim için en iyi platform. Ülkesini, toprağını, insanını, doğasını, canlısını seven, koruyan kişi ve oluşumlar bizi ayakta tutuyor, tutacak. Eğitime tüm Türkiye’den katılan ilgili ve bilgili bireyleri tanıyınca kaybettiğim gelecek umutlarımda yeşermeler oldu. Sanırım hepimizin bir süre dijital dahi olsa el ele tutuşmaya ihtiyacı var.