25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
07.01.2022 04:30

Enflasyon girdabı bizi hızla içine çekiyor

Aralık ayı tüketici enflasyonunun, yani sadece bir aylık enflasyonun bile Merkez Bankası politika faizi düzeyinde olması son dönemde izlenen ortodoks olmayan politikaların yüzüne tokat gibi çarptı. Kamunun belirlediği fiyatlarda yeni yılla birlikte gelen artışlar da yıllık yüzde 36.1 ile son 19 yılın en yüksek seviyesine çıkan TÜFE’nin hızını alamayıp yakın vadede yüzde 40’ların belki de 50’lerin üzerine çıkacağını düşündürüyor.  Asgari ücret ayarlaması sonrası memur-emekli maaşlarına yönelik atılan adımlar ise ücret-fiyat sarmalına girme tehlikesine işaret ediyor. Enflasyonun seviyesi ve 10 yıllık tahvillerin bile yüzde 25’e yakın seyri tasarruflara ödenen faizin ciddi boyutta negatif olduğunu ve büyük umutlarla uygulamaya alınan kur korumalı TL mevduata olan ilgiyi azaltabileceğini düşündürüyor. Bu konuda son resmi açıklama bu yeni mevduat türüne kayışın yaklaşık 84 milyar TL düzeyinde olduğunu yani gerçek kişiler toplam TL mevduatının yüzde 8’ine yaklaştığını yansıtıyor. Bu oranın beklentileri karşılayıp karşılamadığını bilemiyorum ama enflasyonun son görünümünün enflasyon korumalı yeni TL tasarruf enstrümanlarına olan ihtiyacı yansıttığını düşünüyorum. Enflasyon ve para politikasına ilişkin beklentilerimi ve TCMB’de yılın son günü gerçekleşen operasyona ilişkin değerlendirmemi yazının devamında aktarıyor olacağım. Aralık’ta TÜFE yüzde 13.58 artışla yüzde 8.1 olan medyan beklentinin çok üzerinde gerçekleşirken, Aralık ayları tarihsel ortalaması olan yüzde 0.36 ve geçen yıl aynı ay gerçekleşmesi olan yüzde 1.25’in çok üzerinde oluştu. Diğer taraftan, kura hassas gruplarda ise başta mobilya, ev içi tekstil, ev aletleri, araç satın alımı ve kişisel bakım gibi gruplar olmak üzere yüksek artışlar gerçekleşmesi sonrası çekirdek enflasyon göstergesi B endeksi yüzde 34.9’a ve C endeksi yüzde 31.9’a yükselerek zirvelerini gördüler.  Öte yandan, maliyet kanalından gelecek baskıları öncüleyen yurt içi ÜFE yıllık değişimi ve üretim için ana girdi olan ara malı fiyat değişiminin yüzde 79.9 ve yüzde 92.1’e yükselmesi, maliyet baskılarının gücünü koruduğunu düşündürmüştür. Yurt içi ÜFE ve TÜFE arasındaki fark Ekim’de 43.8 puana ulaşarak rekorunu açık ara yenilemiş durumdadır. Daha da kötüsü, kurlardan etkilenmemesi gereken hizmet enflasyonunun yıllık yüzde 22.3 ile belirgin yükseldiği ve bu seviyenin endeksin tarihi zirvesi olduğu, bu gelişmede ise lokanta, otel ve ulaştırma gruplarında gözlenen artışların etkili olduğu izleniyor.