Geçen haftaki yazımda yabancı yatırımcıların son dönemde Türkiye ekonomisiyle ilgili öne çıkan iki sorusunu (Halen uygulanan ekonomi modeli seçime kadar dayanır mı? Seçimi kim kazanırsa kazansın, ortodoks ekonomi politikalarına dönülür mü?) gündeme getirmiş ve bunlara verdiğim yanıtları aktarmıştım. Bu hafta ise iç ve dış tüm yatırımcıların ortak sorusu olan “Türk lirası nasıl oluyor da yabancı paralara karşı bu kadar yatay seyrediyor” gibi yanıtlaması son derece güç bir soruyu ele alacağım.
Yanıtı niye güç derseniz Türkiye’nin döviz dengesini gösteren cari açığın daha ilk sekiz aydan 40 milyar dolara dayandığı ve sadece enerji ithalatı için aylık 8 milyar dolar bulunmasının gerektiği bir ortamda, bunu finanse edecek önemli kanallardan biri olan yabancı yatırımcı portföy yatırımlarının neredeyse sıfırlandığı dikkate alındığında, bu yüklü finansman açığı TL’nin belirgin değer kaybetmesini dikte ediyor aslında. Üstelik de aynı anda ABD doları’nın ciddi değer kazanması gibi bir gelişmekte olan piyasa için güçlü negatif faktöre rağmen TL’nin ekim ayını dolara karşı 18.50-18.60 dar bandında tamamlamakta olduğu görülüyor.
Bu gizemli gelişmeye verilere dayalı olarak iki güçlü açıklama getirebiliyoruz:
Birincisi, evet dış finansman ihtiyacı yüksek ama kaynağı bilinmeyen (ya da daha doğru bir ifadeyle herhangi bir finansman kalemiyle ilişkilendirilemeyen) döviz girişleri de yüksek ve bu durum finansman açığını daha idare edilebilir seviyelere indiriyor.
Net hata ve noksan girişi ilk sekiz ayda 28 milyar dolara ulaşarak bulmanız gereken finansmanı zaten 12 milyar dolara indirmiş oluyor. Bu kaleme ilişkin Fİnancial Times gazetesine yorum yapan Bakan Nebati bu rakam içinde muhasebeleştirilmemiş turizm gelirlerinin önemli yer tuttuğuna inandığını söylemişti. Nebati, bunun içinde önemli bir kısmın yaptırımlar nedeniyle finansal sistemi kullanamadıkları için nakit kullanan Ruslardan geldiğini söylerken, Türkiye’nin her biri savaş içinde olan Rusya, Ukrayna, Suriye ve Irak’la çevrili olmasını bir başka giriş kaynağı olarak göstermişti. Ayrıca, Türk şirket ve şahıslarının, ülke dışında tutulan paraları ülkelerine geri getirdiklerini ve bu fenomenin bazen nakit bazlı gerçekleştiğini vurgulamıştı.
İkincisi ise, kalan döviz açığı TCMB döviz rezervleri piyasaya arz edilerek dengeleniyor.
Temel olarak çeşitli kanallardan TCMB’ye gelen dövizlerin Hazine ile olan protokol çerçevesinde kamu bankaları aracılığı ile piyasanın döviz talebini karşılamakta kullanılmasından oluşan geri dönüşüm (recycle) mekanizmasını çok uzun süredir yazılarımda anlatmaya çalışıyorum. Hatta bu yazının devamında ilk dokuz ayda bu kapsamda piyasaya sağlanan döviz arzının kaynaklarına ve boyutuna da yer verdim.
Evet haklısınız, bu iki faktör de TL’nin son dönemde üstelik faiz indirimlerinin devamına rağmen bu kadar sağlam durmasını açıklamakta yeterli olmayabilir, ama bir de çok önemli bir destekleyici faktörün devrede olduğunu vurgulamamız lazım.
28.10.2022 04:36
Türk lirasının gücü nereden geliyor?
Net hata noksanın fazla vermesi, KKM ve arka kapıdan döviz satışı üç büyük etken. Bozdurulup KKM’ye dönen 40 milyar doların Merkez Bankası’na gitmesi özellikle etkili
Algılanan ve beklenen enflasyon
22 Kasım 2024
Bu enflasyon ile 'şahinlik' geçici bir duruş olmamalı
15 Kasım 2024
İç hesaplaşma ve dertleşme
08 Kasım 2024
Oyun değişti farkında mısınız?
25 Ekim 2024
Para peşin kırmızı meşin
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024