İnsan yaşamak zorunda, bir şeyler yaparak hayatta kalmalı” diyor Marga Minco, Acı Otlar isimli romanında. Bu cümleyi okur okumaz derin bir nefes alıp duruyorum. Dünya tarihinde yaşanmış acıları, büyük felaketleri, savaşları, doğal afetleri, ayrılıkları düşündüğümde “Nasıl katlanmışlar?” diye sorardım kendime. Bu soruyu seneler evvel Avrupa’nın göbeğindeki bir toplama kampını gezerken de tekrarlamıştım, sonrasında soykırıma dair filmler izleyip külliyat okumaları yaparken de… Sorumun cevabını bu alıntıladığım cümlede bulduğuma inanıyorum. Bazen acı öyle büyüktür ki, içindeyken ne olduğunu tam kavrayamasanız da kendinizi incecik bir iplikle hayata teyellersiniz, o incecik iplik ‘hayatta kalma güdüsüdür’. Freud’un ‘eros’ diye tanımladığı ‘yaşam itkisi’ veyahut Victor E. Frankl’ın çok ünlü kitabı İnsanın Anlam Arayışı’nda da bahsettiği ‘anlamdır’. Yöntem her ne olursa olsun, ‘bir şeyler yaparak hayatta kalmalı’.
01.09.2023 04:30
En acı hikayeyi yazmak
Acı Otlar, Yahudi Soykırımı’ndan kaçmayı başararak hayatta kalan ve bu sene tam 103 yaşında hayata veda eden Marga Minco’nun 1957’de yayımladığı romanı. Kitap, Holokost’a dair çarpıcı bir otobiyografik anlatı
Peri masalında delirmek
22 Kasım 2024
Annelikle gelen yeni yaşam
15 Kasım 2024
Aşkın ve umudun yeşermesi üzerine…
08 Kasım 2024
Kadın sanatçının varoluşsal krizleri
01 Kasım 2024
Sanatın ve yazının insan ruhuna etkisi
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024