Evvel zamanlarda bilimkurgu bizim için Yıldız Savaşları gibi uzak gelecekte yer alan ve kurmaca icatlardan oluşan bir türdü, bilimin düş gücüyle birleşmesi kafiydi. Distopya ise ütopyanın tersi olarak doğmuş, ideal ve ütopik toplumları eleştiren bir edebi türdü. Yüzyıllar içinde baskıcı devlet modellerini anlatmak üzere elverişli bir janra dönüştü. Şimdilerde ise “bilimkurgu”, “fantazya”, “distopya” gibi türlerin sınırlarının yıkıldığını, dönüştüğünü görmek mümkün. Okurların dünya siyasetini yorumlarken sıkça 1984’e, Cesur Yeni Dünya’ya atıf yaptığını ve o romanların artık “birer distopya” olmadığını söylediklerine şahit olmuşsunuzdur. Artık distopyalar “öngörülen geleceği” tasvir etmek yerine, şimdiki zamanların gidişatını tasavvur etmek için yaşanan dönemi geleceğe dönüştürüyorlar.
27.09.2024 04:30
Gelecek günümüzde mi saklı?
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Kadının sessiz direnişi
05 Aralık 2025
Müziğin sessizliği, sessizliğin müziği
28 Kasım 2025
Bireysel ve toplumsal değişim
21 Kasım 2025
İnsan, doğa ve Tanrı üçgeni
07 Kasım 2025
Kadın ozanın küllerinden doğan roman
Tüm Yazıları
31 Ekim 2025