İnsanın robotla kurduğu ilişki üzerine yazılmış bir roman bundan elli sene önce yayımlansaydı bilim kurgu ya da distopya raflarına yerleşirdi, şimdilerde ise artık ‘kurgu’ raflarında. Bilim düştü, kurgu kaldı da diyebiliriz. Huxley’nin Cesur Yeni Dünya’sında tüpler içinde yetişen bebekler ya da Orwell’ın bizi izleyen Büyük Birader’i artık bizlere uzak değil. Özellikle pandemi sonrası yazılan romanlara dikkatle bakınca artık robotların kurmacayı epeyce işgal ettiğini görüyoruz. Nobel ödüllü Kazuo İshiguro’nun Klara ve Güneş romanı, en önemli feminist yazarlardan Jeanette Winterson’un Frankisstein’ı, Amin Maalouf’un Empedoklesin Dostları ilk anda aklıma gelen romanlardan. İnsan ve robot arasındaki ilişkiyi irdelemeye başlayan yazarlar ‘kurgu’ rafından bize bir şey anlatmaya çalışıyor: Teknoloji tarafından çoktan ele geçirildik.
03.11.2023 04:30
İnsanlık ve teknoloji arasındaki ince çizgi
Samanta Schweblin’in Kentukiler romanı, insanların minyatür robotlar tarafından kontrol edildiği bir dünyayı tasvir ediyor
Bir kadının yalnızlığı ve travmaları
17 Ocak 2025
Kadının sessiz direnişi
10 Ocak 2025
Ötekileştirilen kadın
03 Ocak 2025
Modern insan ve doğanın kaybolan bağı
20 Aralık 2024
Peri masalında delirmek
Tüm Yazıları
22 Kasım 2024