1792 senesinde Mary Wollstonecraft (Mary Shelley’nin annesi), “Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi” isimli bir bildirge yayımlamış ve kadınla erkek arasındaki ayrımın azaltılması gerektiğini vurgulamıştır. Üzerinden 232 sene geçmiş; düşünüyorum ve soruyorum: Kadınla erkek arasındaki ayrım azaldı mı? Aradan geçen yıllarda üç mühim feminist dalga yaşandı, kadınlar eğitim, çalışma gibi haklara sahip oldular ancak erkeklerle eşitlendik mi, işte bu hâlâ çözülmesi gereken bir mesele. Kadına “çocuk da yaparsın kariyer de” derken onu özgürleştiriyor muyuz yoksa daha yıpratıcı bir maratonun içine mi atıyoruz? Toplumsal cinsiyet mütemadiyen yeni tartışmaların üretildiği derin bir kuyuya dönüşürken, toplumun en küçük yapılanması olan çekirdek ailede de ezilen yine kadınlar mı oluyor? Fransız yazar Édouard Louis’nin Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri romanına göre sorunun cevabı: Evet.
03.05.2024 04:30
Kadın olma mücadelesi
Édouard Louis imzalı Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri’nde, 45 yaşındaki bir kadının yaşam mücadelesini okuyoruz
Peri masalında delirmek
22 Kasım 2024
Annelikle gelen yeni yaşam
15 Kasım 2024
Aşkın ve umudun yeşermesi üzerine…
08 Kasım 2024
Kadın sanatçının varoluşsal krizleri
01 Kasım 2024
Sanatın ve yazının insan ruhuna etkisi
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024