2017 senesinde Amerika’dan “me too” ismi verilen bir ses yükselmişti. Sosyal medyada başlayan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan bu hareket, insanların cinsel şiddet ve saldırı hikâyelerini ifşa ettiği ve çok ciddi cinsel taciz iddialarıyla yankılanan yıkıcı bir dalgaya dönüştü. Dünya çapında ses getiren “me too” hem mağdurların seslerini yükseltebildiği hem de istismarcının cezasını çekmesiyle sonuçlanan bir farkındalık kampanyasıydı. İstismarcıların ipliğinin pazara çıkarıldığı bu ifşa dalgası elbette ülkemize de ulaştı ve birçok kadın korkmadan sesini yükseltti. Dalga dalga yayılan bu hareket çok önemli bir soruyu getirip gündemimize oturttu: Rızanın tanımı nedir? Bir şeyin olmasına müsaade etmek mi? Peki ya müsaade ederken korku, baskı, şiddet altındaysak? Yine de rıza göstermiş sayılıyor muyuz? “Kadının rızası vardı” diyerek verilen eril hükümlerde kadının “gerçekten” rızası var mı? Bu mühim meselenin edebiyata ve sinemaya konu edilmesi ise hem elzem hem de kaçınılmazdı.
19.07.2024 04:30
Kadının rızası var mı?
Modern çağın en hassas konularını ele alan, Karine Tuil imzalı İnsani Şeyler; toplumsal cinsiyet rollerine odaklanırken adalet sistemine de eleştiri getiriyor
Peri masalında delirmek
22 Kasım 2024
Annelikle gelen yeni yaşam
15 Kasım 2024
Aşkın ve umudun yeşermesi üzerine…
08 Kasım 2024
Kadın sanatçının varoluşsal krizleri
01 Kasım 2024
Sanatın ve yazının insan ruhuna etkisi
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024