Yazar, bir kahindir. Yazar, toplumsal tarihin canlı hafızasıdır. Yazar, hikâyelerin kaydını tutandır. Yazar, arşivlere girer, sokakları arşınlar, kayıp zamanları yakalar, yok olmaya yüz tutmuş masalları yeniden anlatır. Yazar acıyı, kederi, yarayı bulur ve daha da kanatır. Yazar sadece kendi içini deşmekle kalmaz aynı zamanda yaşadığı toplumun bağırsaklarında gezinir. Yazar tıpkı bir av köpeği gibi iz sürer, bulur, gün ışığına çıkarır ve okuruna gösterir: “Bakın ne buldum!” Yazar adaylarına da hep şunu söylerim: “Yazmak sizi rahatlatmaz, anlatacak bir derdim vardı, anlattım kurtuldum değildir yazarlık.” Hiç geçmeyen bir uçuk, can acıtan bir nasır, kalbinizdeki bir damarı tıkamış pıhtıdır. Acıtır. Yazmak acıtır. Yazarı da okuru da acıtır.
09.08.2024 04:30
Romana dönüşen kayıp ilanı
Nobelli Patrick Modiano, Dora Bruder’da Dora’nın hikayesini anlatırken, Paris’in işgal yıllarını da gösteriyor
Peri masalında delirmek
22 Kasım 2024
Annelikle gelen yeni yaşam
15 Kasım 2024
Aşkın ve umudun yeşermesi üzerine…
08 Kasım 2024
Kadın sanatçının varoluşsal krizleri
01 Kasım 2024
Sanatın ve yazının insan ruhuna etkisi
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024