Yazarlar ve sanatçıların neredeyse tamamı yaşamları boyunca “o” eserin peşindedir. Başyapıt, şaheser ya da Latince deyişiyle ‘Magnum Opus’. Yaratacakları her eserde bir önceki eserin daha da üzerine çıkmak isterler. 25 yaşında Genç Werther’in Acıları’nı yazan Goethe’nin 83 yaşında Faust’u tamamlaması belki de bunun en güzel örneğidir. Sanatçının arzusu o büyük şahesere ulaşmaksa, buna ulaşırken her yol mübahtır diyebilir miyiz? Delirmek, yoldan çıkmak, uçuk fikirlere yatkın olmak mesela? Bu diyalektiğin tam karşısında da kendini tekrar etme korkusuna kapılmış sanatçı durur. Eserini yaratır, ürkek bir halde toplumdan gelecek yansımalara kulağını yaslar. İşte sanatçı bu arzusuyla korkusu arasında gidip gelendir.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim