Bundan iki yüz yıl önce, Almanya’nın en büyük yazarlarından Johann Wolfgang Von Goethe, edebiyatı ulus sınırlarından çıkarıp “Dünya Edebiyatı” kavramını kullandığında, edebiyatı tüm sınırlayıcılıklardan ve ideolojilerden azade değerlendirip, ulusal kökenleri olsa da evrenselleşen bir literatürden bahsetmişti. Kısaca Goethe şunu diyordu: Edebiyat hangi coğrafyada üretilirse üretilsin, aslında küresel bir boyutta incelenmelidir çünkü sınırlara hapsedilemez. İki yüzyıl evvel İngiliz, Alman, Fransız edebiyatı sınırlarını yıkan bu kavramın bu yüzyılda daha da anlam kazandığını, kuvvetlendiğini ve daha çok sınırı yıktığını düşünüyorum.
21.06.2024 04:30
Sınırlardan taşan edebiyat
Anthony Veasna So’nun Gece Yarısı Partileri kitabı, Kamboçya’dan Amerika’ya göç etmiş çocukların yaşamlarına temas ediyor
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Kadının sessiz direnişi
05 Aralık 2025
Müziğin sessizliği, sessizliğin müziği
28 Kasım 2025
Bireysel ve toplumsal değişim
21 Kasım 2025
İnsan, doğa ve Tanrı üçgeni
07 Kasım 2025
Kadın ozanın küllerinden doğan roman
Tüm Yazıları
31 Ekim 2025