Edebiyat birçoğumuz için bir oksijen tüpü. Boğulduğumuz, nefessiz kaldığımız anlarda bizi hayata döndüren, yaşama tutunmamızı sağlayan, bize nefes veren, pansuman yapan, sırtımızı sıvazlayan bir yol arkadaşı. Kendimi huzursuz hissettiğim anlarda, ayaklarımın istemsizce beni bir kitapçıya götürdüğünü fark ettiğim bir dönemde, Jeanette Winterson’ın bir makalesinde benzer hisler karşıma çıkmıştı. “Kendimi ne zaman rahatsız hissetsem kitapçıya giderim çünkü orası benim konfor alanım” diyordu. Orada para verilip yapılan ticari bir alışverişten çok daha fazlası var. Sanki aile mezarlığı gezer gibiydi benim için kitapçı gezmek.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim