Edebiyat birçoğumuz için bir oksijen tüpü. Boğulduğumuz, nefessiz kaldığımız anlarda bizi hayata döndüren, yaşama tutunmamızı sağlayan, bize nefes veren, pansuman yapan, sırtımızı sıvazlayan bir yol arkadaşı. Kendimi huzursuz hissettiğim anlarda, ayaklarımın istemsizce beni bir kitapçıya götürdüğünü fark ettiğim bir dönemde, Jeanette Winterson’ın bir makalesinde benzer hisler karşıma çıkmıştı. “Kendimi ne zaman rahatsız hissetsem kitapçıya giderim çünkü orası benim konfor alanım” diyordu. Orada para verilip yapılan ticari bir alışverişten çok daha fazlası var. Sanki aile mezarlığı gezer gibiydi benim için kitapçı gezmek.
20.09.2024 04:30
Tanrısından korkan kahramanlar
Fleur Jaeggy’nin dilimize en son çevrilen öykü kitabı Tanrı Korkusu, varoluşsal ve içsel dünyalarla ilgilenen yedi kısa öyküden oluşuyor
Modern insan ve doğanın kaybolan bağı
20 Aralık 2024
Peri masalında delirmek
22 Kasım 2024
Annelikle gelen yeni yaşam
15 Kasım 2024
Aşkın ve umudun yeşermesi üzerine…
08 Kasım 2024
Kadın sanatçının varoluşsal krizleri
Tüm Yazıları
01 Kasım 2024