Romancı, yazmak için masasının başına oturduğunda anlatacağı hikayenin başı da sonu da bellidir. Çerçevesi, omurgası, çatısı, kronolojik olay örgüsü aklındadır. Özneyle başlayan roman, noktayla sona erer. Bazen de cümlenin ögelerinin yeri değişir. Son, başa geçer. “Bakın sonunu söylüyorum ama siz yine de dinleyin beni!” demek de romancının marifetidir. Romancı bir final yazmadığında veyahut finali muğlak bıraktığında biraz kızarız. Kendi muhayyilemizde onu tamamlamak istemediğimiz için yazara darılırız. Çünkü hikayeler başlar ve biter.
09.02.2024 04:30
Unutulamayan aşklar nereye gider?
Ann Patchett’ın romanı Tom Lake, bir ilk aşkı anlatırken ebeveyn-çocuk ilişkilerini inceliyor
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Kadının sessiz direnişi
05 Aralık 2025
Müziğin sessizliği, sessizliğin müziği
28 Kasım 2025
Bireysel ve toplumsal değişim
21 Kasım 2025
İnsan, doğa ve Tanrı üçgeni
07 Kasım 2025
Kadın ozanın küllerinden doğan roman
Tüm Yazıları
31 Ekim 2025