Duvarımda Amerikalı ressam Edward Hopper’ın bir takvimi asılı. On iki ay için on iki farklı Hopper tablosu var takvimde. Hepsinin tek bir ortak teması var: Yalnızlık. Birinde yalnız bir kadının iç dünyası, diğerinde yalnız bir ağaç ya da deniz feneri, bazen ıssız bir benzin istasyonu, bazen bir otel odası, bazen de bir kafede tek başına oturan bir adam. Toplamına baktığınızda hepsi biziz, zaten bir sanat eseri insanın aynası değil de nedir? Hopper resimleri için “Zamanın Amerikasını değil, kendimi resmettim” der. Tablolarının tümü modern bireyin yalnızlığına çıkar. Farklı yalnızlık biçimleri vardır ve hiçbirinin yalnızlığı da birbirine benzemez. Tıpkı Amerikan roman ve öykü yazarı Richard Yates’in kaleme aldığı Yalnızlığın On Bir Hali kitabındaki on bir farklı yalnızlık öyküsü gibi.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim