Anlamlı bir hayat ancak 40’ta mı başlar?

Otuzuma geldim, hâlâ kendimi bulamadım!’ diye hayıflananlar; ergenlik fizyolojik olarak 25, sosyokültürel olarak 30 yaşına kadar devam ediyor. İnsan prematüre doğan, dolayısıyla geç olgunlaşan bir canlı. 20’li yaşlar, en ‘verimli’ değil, en ‘belalı’ çağdır. 20’ler ve 30’lar yakın ilişki ve yalnızlık arasındaki gerilimin en şiddetli, arkadaşlığın ve romantik ilişkilerin en önemli olduğu, varoluşsal sınav sorularının ‘bir başkasıyla bütünleşme’ hattından geldiği dönemdir. Odak, 40’ta değişir.” Bu sözler, özellikle yetişkin psikolojisi ve ilişkiler üzerine uzman olan klinik psikolog Şule Öncü’ye ait.