Daha çok teknik alanlarda kullanılmasına aşina ve alışık olduğumuz yakınsama kavramı dönüşüm dönemindeki pek çok değişim için tamamlayıcı oluyor. Günlük hayatta pek kullanılmayan bu kavram mesleki yakınlığı olmayanlar için okul fizik optik derslerinde kalır. Gerçi buradaki önemi göz ardı edilse de, “iki gözle bakılırken, ışınların birbirine yakınlaştırılarak üç boyutlu tek görünüm yaratacak şekilde bütünleşmesi. İki gözün gördüğü yakın objenin tekleştirilirken bir de üçüncü boyutu kazanması. O tek olarak algılanan imgeyi iki göz farklı görmesine rağmen.” Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmede farklı yapıları, disiplinleri, farklı köklerine rağmen bir araya getirip duruyor. Gözün yeni boyut kazanmış bir imge algılaması gibi, yakınsanan disiplinler bir üst tanımlamayı ve birbirinin içine geçmiş kendi içinde tutarlı yepyeni bir hikayeyi oluşturuyor. Fizik kimya ile; genetik dilbilimle birleşiyor. Hayatı, olayları anlamak ve anlamlandırmak ancak belli disiplinlerin yakınsanması sayesinde oluyor. Tarih, ekonomi, siyaset, teknoloji iç içe geçip yepyeni bir görüntü oluşturduğunda anlam her bir disiplindekinden daha farklı ve anlaşılır, ders çıkartılır, yol gösterir oluyor.
Dünya küçüldükçe...
Ekosistemlerdeki iç içelik, farklı türlerin aynı çevre koşulları için var olmaları dolayısıyla zaman içinde birbirlerine benzemeye başlıyorlar. Aynen dünya yaşam farklı insan topluluklarının ve kültürlerin, dünya ‘küçüldükçe’ birbirine yakınsaması gibi. Hırvat ordusunun aksesuarı kravat dünyanın resmiyet sembolü oluveriyor zamanla. Yakınsananlar yeni farklılıkların temeli, bunların yakınsanması yeni üst yapılar, üst anlamlar üretiyor. Dünyanın bütün büyük şehirleri işleyişleri, yönetilmeleri, sosyal hayat, toplu taşıma… yepyeni bir üst yapı oluşturuyor. Burada yaşayan çok farklı coğrafya ve kültürden gelen insan da yakınsama sonucu yepyeni bir kültüre yakınsıyor. Metropollerin hemen hepsi için de bu geçerli. “Memleket nere” sorusu ya da askeri disiplin içinde sürekli pompalanan adından sonra geldiğin şehri söyleme zorunluluğu anlamını yitiriyor. Orada doğmaktan çok, üst oluşumla bütünleşmek ayakta kalmayı sağlıyor. Bu kültürlerin kaybolmasından çok, bir araya gelip üst bir yapı oluşturması olarak görülmesi doğal karşılanabilir. Yüzyıllar boyu diller birbirine yakınsamaktadır. Hititçe’de Hrozny’nin ilk okuduğu ilk kelime wattara, pek çok dilde de benzer şekilde yazılıp su anlamına gelmesi gibi. İş hayatında da pek çok disiplin yakınsamakta. Şirketleri, kurumları hatta ülkelerin yöntemleri yakınsamakta. Teknoloji yoluyla yapılabilenin insan ile ilişkisi tasarım, psikoloji, antropoloji ile aynı kesişme üzerinden üretilmesi zorunlu hale geldi. Halk arasında “Cep telefonu” olarak adlandırılan aletin belki de en basit fonksiyonu artık ses iletimi oldu. Her biri Neil Armstrong aya inerken Nasa’nın kullandığı bilgisayarlar kadar hatta daha fazla teknik özellik telefona yakınsandı. Tanımlayıcı olduğu sanılan hareketli ya da “mobil” kavrama, uydularla görüşen, yayınlar yapan/alan, bulutları yöneten bir cihaz oldu. Giyilebilir teknolojiye yerini kaptırana kadar da bu yakınsamanın odağı olacak gibi. Oyun: Üst yapının odağı
Eğlence kavramı en geniş anlamıyla bile oyunu pek içermezken artık onlar da kesişiyor. Geçen yıl stadyumda yapılamayan Travis Scott konserinin, Fortnite adlı oyun içinde gerçekleştirilmesi ve kırk sekiz milyon kişinin canlı izlemesi yepyeni bir durum. Özellikle Web 3.0 ve 5G ile hız arttıkça ekranlardan mekanlara geçecek internet altyapısında “Televizyon, Müzik, Konser, Oyun, Eğlence, Festival…” kavramları ve bunların etrafında yaratılabilen sonsuz deneyimin yakınsanacak olması kaçınılmaz görülüyor. Bugünkü yönetici sınıfın burun kıvırdığı “oyun” hem eğlencenin, hem iletişimin, hem sosyalleşmenin, hem kültür sanatın yakınsandığı üst yapının odağı haline geliyor. Ödeme sistemlerinden, etkileşimli ticarete, arttırılmış-yükseltilmiş gerçek araçlarını da eklediğiniz oyun tabanlı platformları şimdiden iyi öngörmekte fayda var. NFT bile oyun tabanlı platformlarda yaygınlaşmaya müsait. Herkesin benzer kitapları okuyup, benzer eğitimden gelip, benzer işyerlerinde benzer kurumlar için çalışıp, benzer kılıkta ve jargonda konuşup, benzer platformlar üzerinden sosyalleşip dünya ile benzer şekilde bağ kurmaya başlıyorsa, insanlık için de bir yakınsama olması kaçınılmazdır. Bilim kurgu roman ve filmlerinde herkesin “dünyalı” kimliğine yakınsanması belki de kaçınılmaz olacaktır. Hele sağlık, iklim, su sorunları herkes için aynı olup çıkarlar benzeşip birleşince. Yakınsamak ille de farklı özelliklerden vazgeçmek, aynılaşmak değildir. Ama odaktır. Önemli olan kültürel tat ve doku zenginliğini bozmadan koruyarak değerler üzerinden yakınsamayı gerçekleştirmektir. Yakınsamadan yakınmamak gerek. Yakınsamanın zıt anlamı “Iraksamak”. Odaklanmak ya da saçılmak. Üçüncüsü var mı? Siz karar verin.