Bu dijital çağda 30-35 yaşın altındakilere ve hatta çalışma hayatına yeni yeni katılmaya başlayan Z kuşağı temsilcilerine alışılmış kalıplarda iş yaptırmak çok zor. Bunu ‘dayı’lar gibi genç nesli eleştirmek için (çıkar telefonunu) söylemiyorum. Bugün ben de 20’lerimde olsam klasik Sabah 9-Akşam 6 işi yapmak istemezdim. Çünkü dijital çağın sunduğu özgürlüklerden biri de sabit mesai saatleri ya da binalara bağlı olmadan çalışabilmek. Bu özgür çalışma modeline ‘dijital göçebelik’ deniyor. Dijital göçebelik aslında bir meslek değil. Bir mesleğin yapılış biçimi. Yani hangi kuşaktan olursa olsun, bir mesleği ya da zanaatı olan birçok insan sıkça seyahat ederek, bulunduğu yerdeki kafe, ortak çalışma ofisleri ya da kütüphane gibi yerlerden bilgisayarları ile çalışma hayatına katılabilir. Bunun için de pandemi sonrası hayatımıza giren ‘uzaktan çalışma’ kavramına uygun bir mesleğinizin olması ilk şart. Yazılımcılar, tasarımcılar, dijital pazarlamacılar, metin yazarları, çevirmenler, proje yöneticileri, finansçılar, influencer’lar hatta kitap editörleri pekala işlerini kışın tropik kentlerden, yazın sayfiye beldelerinden yapabilir. Bu meslekler genel olarak dijital çağa uygun ve geleceği olan işler. O nedenle de gelir profili düşük olmayan meslekler.
12.11.2021 04:30
‘Dijital göçebelik’ yeni neslin çalışma modeli
Madem dijital çağdayız, hazır Facebook da Meta ile bize yeni bir evren vaat ederken, çevrim içi işler de iyice büyümüşken masa başı bir ofis işinde çalışmak çok sıkıcı değil mi? Z kuşağı için ‘dijital göçebelik’ artık en popüler çalışma modeli olacak gibi…
Dijital çağın şarj sorunu ajanların bile derdi oldu
20 Aralık 2024
Ve artık ‘arama’ yerine ‘sorma’ dönemindeyiz
13 Aralık 2024
Bilgi obezitesi, karar felci
06 Aralık 2024
Teknoloji şirketlerinin Trump 2.0 beklentileri
29 Kasım 2024
Bluesky’a dijital göç (X’in sonu gelir mi?)
Tüm Yazıları
22 Kasım 2024