Bu dijital çağda 30-35 yaşın altındakilere ve hatta çalışma hayatına yeni yeni katılmaya başlayan Z kuşağı temsilcilerine alışılmış kalıplarda iş yaptırmak çok zor. Bunu ‘dayı’lar gibi genç nesli eleştirmek için (çıkar telefonunu) söylemiyorum. Bugün ben de 20’lerimde olsam klasik Sabah 9-Akşam 6 işi yapmak istemezdim. Çünkü dijital çağın sunduğu özgürlüklerden biri de sabit mesai saatleri ya da binalara bağlı olmadan çalışabilmek. Bu özgür çalışma modeline ‘dijital göçebelik’ deniyor. Dijital göçebelik aslında bir meslek değil. Bir mesleğin yapılış biçimi. Yani hangi kuşaktan olursa olsun, bir mesleği ya da zanaatı olan birçok insan sıkça seyahat ederek, bulunduğu yerdeki kafe, ortak çalışma ofisleri ya da kütüphane gibi yerlerden bilgisayarları ile çalışma hayatına katılabilir. Bunun için de pandemi sonrası hayatımıza giren ‘uzaktan çalışma’ kavramına uygun bir mesleğinizin olması ilk şart. Yazılımcılar, tasarımcılar, dijital pazarlamacılar, metin yazarları, çevirmenler, proje yöneticileri, finansçılar, influencer’lar hatta kitap editörleri pekala işlerini kışın tropik kentlerden, yazın sayfiye beldelerinden yapabilir. Bu meslekler genel olarak dijital çağa uygun ve geleceği olan işler. O nedenle de gelir profili düşük olmayan meslekler.
Mutsuz çalışan yok, verimli çalışan var
Bu çalışma modeli öncelikle çok daha yaratıcı. Çünkü ofis ortamında sabit saatlerde somurtarak çalışmanın yerini, işini bir an evvel ve temizce bitirmenin heyecanı alıyor. Zaman yönetimi kendinizde olduğu için de daha çok sosyal aktivite alanınız oluyor. Sakın bu anlattıklarımı teorik bir özlem ya da 2050’lerde gerçekleşecek bir ütopya zannetmeyin. Bugün Türkiye’de bile İstanbul’un karmaşasından kaçıp, bir Ege kasabasında bilgisayar başında ‘götürü dijital işlerle’ uğraşan birkaç arkadaşım var. Hatta bir tanesi Bostancı’daki evinden her gün Maslak’a giderek yaptığı işi, şimdi Kaş’ta kiraladığı mütevazı bahçe katından yapıyor. Her akşam saat 6’da bilgisayarını kapattığı an ‘dijital göçebelik’ sistemine şükrettiğini söylüyor. Dövizdeki hızlı yükseliş nedeniyle yurtdışına iş yapan yazılımcıların da kapışıldığını biliyoruz. Son araştırmalara göre de dünya genelinde 35 milyon civarında dijital göçebe var. Bu da yaklaşık Kanada nüfusu kadar bir büyüklük. Hatta bu dijital göçebelerin hepsinin geçerli bir mesleği olduğu dikkate alınırsa, işsizlik oranının sıfıra yakın olduğu, gelir düzeyinin de bayağı yüksek olduğu bir ‘refah toplumundan’ bahsediyoruz.