24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
03.12.2021 04:20

İklim kriziyle hamburgerli mücadele

Yaşanabilir arazilerin ve doğal kaynakların büyük kısmından pay alan besin amaçlı hayvancılığa alternatif sunan girişimlerin sayısı hızla artıyor

Bugün hayal etmesi bile zor; ancak daha 1900’lerin ortasına kadar insanın ortalama yaşam beklentisi 32 yıldı. Şehirleşme, ulaşım ve özellikle sağlık alanındaki bilimsel gelişmeler gibi Sanayi Devrimi etkileri sayesinde, 1950’lerde ortalama yaşam 45 yıla çıktı. Bölgesel, sınıfsal ve benzeri ayrımları göz ardı edersek, bugün ömür dediğimiz süreçte 75 yıllık bir beklentiye sahibiz. İkiye katlanan yaşam süresi Sanayi Devrimi’nin yan etkilerinden sadece biri. Çok daha dramatik olan kısım “nüfus patlaması”.  1800’lü yıllara dek gezegenimizdeki insan sayısı 1 milyar barajını hiç aşmamış. Onu izleyen iki yüzyıl içindeyse sayımız 8 kat artarak 7.9 milyara ulaşmış durumda. Öngörüler 2057’de 10 milyar seviyesine çıkacağımızı gösteriyor. Ne acıdır ki ömrü sürekli uzayan bu muazzam kalabalığın kişi başına üretimi tarihin en düşük seviyelerinde. Tüketimi ise aksine benzeri görülmemiş oranda yüksek. Özetle insan yorgunu bu gezegen, 4.5 milyar yıllık tarihinin en zorlu dönemini yaşıyor. Bunun endüstrileşmenin kaçınılmaz sonucu olduğunu savunanlar az değil. Ne var ki bu tespitler artık iklim krizi olarak anmak zorunda kaldığımız sorunlar yumağı karşısında hiçbir anlam taşımıyor. Hele ki beka meselemizbeslenme” konusunda. Beslenmeye dayalı küresel verileri toplayarak trendleri takip eden Global Nutrition Report’a göre hem çocuklarda hem yetişkinlerde düşük kiloluların oranı hızla azalırken fazla kilolu ve obezlerin payı aynı hızla artıyor. Bu sonuç gıda bolluğundan çok sağlıksız (endüstriyel) beslenmeyi işaret ediyor.

Et görünümünde, et tadında ancak tamamen sebzelerden oluşan bir alternatif besin, damağımız kadar türümüzün geleceği için de bir imtihan.
Et görünümünde, et tadında ancak tamamen sebzelerden oluşan bir alternatif besin, damağımız kadar türümüzün geleceği için de bir imtihan.

Ucuz etin yüksek bedeli

Hem mevcut gıda üretim düzeni hem de alım gücü endeksleri, mevcut nüfusun tamamını sağlıklı gıdayla doyurma şansına sahip olmadığımızı gösteriyor. Dolayısıyla insanca yaşamın en temel hakkı olan “insanca beslenme”, her geçen gün daha az kişinin ulaşabildiği bir ayrıcalık olma yolunda ilerliyor. Covid19 pandemisinin yarayı daha da derinleştirdiği ortada. Bu koşulların yarattığı zorlayıcı şartlardaki arayışlardan biri de “ikame gıdalar”. En büyük cephelerinden biri de “etsiz et”. Et görünümünde, tadında ve -tercihen- besleyiciliğindeki bu yeni nesil gıdalar tamamen sebzelerden “imal ediliyor”. Ete alternatif oluşturabilmenin önemini sayılarla açıklamak mümkün: Dünyanın yüzde 71’i okyanus, deniz ve göllerden ibaret. Kalan yüzde 29’luk kara parçasının sadece yüzde 70’lik bir kısmı yaşamaya uygun. İşte bu yaşanabilir alanın tam olarak yarısını tarıma ayırmış durumdayız. Ve bu kısıtlı tarım alanının yüzde 77’sinde gıda amaçlı hayvancılık faaliyetleri yürütülüyor. Et üretiminin su kaynakları açısından faturası da epey yüksek. Örneğin (geleneksel tarım teknikleriyle) her 1 kilogram sebze için 322, meyve için 962 litre su tüketiliyor. Bu seviye tavuk etinde 4 bin 300, inek etindeyse 15 bin 400 litreye ulaşıyor. Bu yüzden etin yerini alabilecek “bir şey”, dünyanın ve insanlığın geleceği adına gerçekten “hayati” önem taşıyor. Alternatif arayışı pek de yeni sayılmaz. Örneğin 1852 yılında rezene ve şalgam bitkilerinden üretilen sosis, kayıtlara “büyük bir icat” olarak olarak geçmiş. Bugün et ikamesi olarak sıkça kullanılan soya, ilk defa 1911’de Fransa’da denenmiş. Soya tabanlı ilk alternatif etin piyasaya sürülmesi ise 1922 yılına denk geliyor.

Sebzeli mi olsun, kültürlü mü?

Ete seçenek oluşturma çabası günümüzde iki farklı koldan ilerliyor. Birinci grupta kendi özel sebze karışımlarını geliştiren ve sayıları her geçen gün artan girişimler yer alıyor. 2009’da kurulan Beyond Meat ve 2011’de faaliyete geçen Impossible Foods, arkalarındaki dev yatırımcıların da desteğiyle sektörün öncüleri konumunda. İnekten domuza, balıktan tavuğa birçok et türünün görünüm ve tadında, köfteden burgere seçenekler sunan bu markalar şimdiden birçok hızlı gıda zincirinin menüsünde yerini almış durumda. “Kültür eti” yöntemini kullanan ikinci grup ise çok daha zorlu bir yoldan ilerliyor. Bu yöntemde istenen hayvan türünden tek bir kök hücre alınarak laboratuvar ortamında çoğaltılıyor. Böylece 1 adet hücreden teknik olarak 175 milyon hamburgerlik et üretilebiliyor. Bu teknik elbette çok yüksek bir teknoloji gerektiriyor. Ancak üretim sürecine hiçbir hayvanı dahil etmeden; hiçbir antibiyotik, hormon ya da benzeri katkı kullanmadan; dahası geleneksel hayvancılığın aksine hiçbir doğal kaynak tüketmeden gerçek et sunabilmek gibi bir avantajı var. Bu kulvarın öncüsü, Hollanda / Maastricht Üniversitesi’nden Prof. Mark Post. Google’ın kurucularından Sergey Brin’in “gizli” fonuyla dünyanın ilk sentetik etini üretmek için 2009’da kolları sıvayan Post, 2012’de ilk “kültür etli hamburgerini” basına tanıttı (ve yedi). Ancak bu ilk burger, 250 bin dolarlık maliyetiyle anlamlı olmaktan epey uzaktı. Post’un etinin bugünkü maliyetiyse geleneksel olanlarla neredeyse rekabet edebilir seviyeye geriledi. Hedef 5 sene içinde çok daha ucuz bir alternatife dönüşmek.

Helikopter gibi kalkıp uçak gibi uçuyor

Gelişen Elektrikli Dikey Kalkış ve İniş Araçları (eVTOL) projeleri  trafikten kurtulma ve hava taksi hayallerini süslerken eMagic Aircraft adlı şirket, farklı bir fikirle ortaya çıktı: Helikopter gibi inip kalkan ancak uçak gibi uçan araçlar. Tasarım, kanattan geriye doğru her iki yanda dizili sekiz pervane iniş kalkış sağlarken burundaki pervanenin itme sağlaması üzerine kurulu. Hafif karbon petek yapısı sayesinde, iki bağımsız pil grubu, eMagic One’ın saatte 170 kilometrelik bir maksimum hıza ve saatte 150 kilometrelik hızda bir saatlik menzile ulaşmasına olanak tanıyor.  eMagic One’ın aerodinamiği ve hafif iniş takımı, enerji tasarruflu, kısa pist kalkış ve inişlerine de olanak tanıyor. Aracın tanıtım videosunda aracın bir pilot tarafından pistten uçurulduğu, ayrıca uzaktan kumandayla helikopter gibi dikey olarak kaldırıldığı görülüyor. 

İlk eVTOL pilot kurdu

Şirketin kurucularından fizikçi Thomas Senkel metal bir çerçeveye bağlı bir sandalyeden ve 16 küçük pervaneden oluşan bir rotokopter ile dünyanın eVTOL’unun pilotu olarak tanınıyor. 2011’deki bu uçuştan sonra aracı yapan ekip Volocopter adlı şirketi kurmuştu. Birkaç yıl sonra Volocopter ile yollarını ayıran Senkel, 2018’de eMagic Aircraft oluşturmak için Michael Kügelgen ile birlikte çalıştı. Sadece  iki buçuk yılda eMagic One’ı sıfırdan inşa ettiler. Kügelgen, Robb Report’a verdiği röportajda “Her şeyi yaptı. Aaerodinamik ve eksiksiz uçak tasarımı, elektrik motorları ve kontrolörler.
Satya Nadella
Satya Nadella

Microsoft CEO’su hisselerinin yarısını sattı

Microsoft’un başarılı  CEO’su Satya Nadella, şirketteki hisselerinin yarısını iki gün içinde sattı. 838 bin 584 hisseyi elinden çıkartan Nadella, satış sonuçu 285 milyon dolar nakit ede etti. Nadella, uzun süredir elinde tuttuğu hisselerin satışından elde ettiği karın yaklaşık yüzde 7’sini vergi olarak ödeyecek. 2014 yılında Microsoft CEO’luğuna getirilen Satya Nadella, bulut teknolojisi işine girecek şirketin kaderini değiştirmişti. Satya Nadella’nın direksiyonda olduğu dönemde Microsoft’un piyasa değeri yüzde 780 artış gösterdi. 2.5 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşan Microsoft halen dünyanın en değerli şirketi ünvanının taşıyor.

Black Friday alışverişleri tarihte ilk defa geriledi

  • Kara Cuma olarak da anılan alışveriş bayramı Black Friday’in tarihinde cirolar bir önceki seneye göre ilk defa düştü. Adobe Analytics’in raporuna göre 2020’de 9 milyar dolarlık hediye alan tüketiciler bu yıl 8.9 milyar dolar seviyesinde kaldı. Çip kıtlığı ve tedarik zincirinde yaşanan sorunlar sebebiyle satışa sunulamayan ürünlerin de bu gerilemede pay sahibi olduğu düşünülüyor.
  • Almanya’nın yeni koalisyon hükümeti, kömür kullanımına son vermek için belirlediği tarihi 8 yıl öne çekerek 2030 olarak güncelledi. Ülkenin bu tarihe kadar enerjisinin yüzde 80’ini yenilenebilir kaynaklardan karşılaması hedefleniyor.
  • FIFA, önümüzdeki yıl Katar’da gerçekleştirilecek Dünya Kupası’nda otomatik ofsayt teknolojisini kullanacağını açıkladı. İlk testi önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek sistem ofsayta düşen oyuncuları yapay zeka ile tespit ederek otomatik olarak VAR hakemine bildirecek.
  • Renault, 60 yıl önceki Paris Motor Show’da sadece 200 adet ürettiği Quatrelle adlı bir model tanıtmıştı. Sonradan Renault 4 adını alacak ve 8 milyondan fazla satacak bu tasarım, bu hafta yine Renault imzalı Air4 adlı bir uçan araç olarak yeniden kere daha gündeme geldi. Drone mantığında çalışan 90 bin mAh pile sahip Air4, 700 metre yükselebiliyor ve saatte 93 km hız yapabiliyor.
  • Hızlı dağıtım hizmeti Getir, Britanya’nın 15 dakikada sipariş dağıtan girişimi Weezy’yi açıklanmayan bir bedelle bünyesine kattı. Mevcut değerlemeden yola çıkıldığında satışın 20-25 milyon dolar aralığında gerçekleştiği tahmin ediliyor.
  • Diğer girişimi Square’e ayırdığı zaman yüzünden yönetim kurulu üyeleri tarafından sıkça eleştirilen Twitter’ın Kurucusu ve CEO’su Jack Dorsey görevini bıraktı. Gelişmeyi Twitter hesabından kısa bir açıklamayla duyuran Dorsey’nin koltuğuna şirketin CTO görevindeki Parag Agrawal getirildi.
  • Britanyalı kozmetik markası Lush, gençleri kötü etkilediği gerekçesiyle kendisine ait tüm Facebook, Instagram, TikTok ve Snapchat hesaplarını kapattı. CEO Mark Constantine kararın bilançolarında yıllık 13 milyon dolar kayba yol açacağını ancak bunu önemsemediklerini belirtti.
  • Hindistan yönetimi, Elon Musk’ın uydular üstünden internet erişimi sunacak girişimi Starlink’in ülkelerinde lisansının olmadığını hatırlatarak vatandaşları uyardı. Henüz Hindistan’da hizmet vermeye başlamamış olmakla birlikte şirket bir süredir ülke genelinde ön başvuru topluyor.
  • Cep telefonlarına gizlice erişmeyi sağlayan yazılımını birçok istihbarat kurumuna sattığı ortaya çıkan İsrailli siber “güvenlik” şirketi NSO, Apple tarafından mahkemeye verildi. Dünyanın dört bir yanından binlerce politikacı, gazeteci, muhalif ve işadamının takip eden şirkete karşı Apple, bu adımı iPhone kullanıcıları adına inisiyatif alarak attığını belirtti.
  • Çin yönetimi, ülkenin en büyük internet şirketi Tencent’in mevcut uygulamalarını güncellemesini ve yeni uygulama çıkarmasını yasakladı. Kullanıcı çıkarlarına hizmet etmediği gerekçesiyle alınan karar uyarınca şirket her güncellemeyi 7 gün öncesinden Enformasyon Teknolojisi Bakanlığı’nın incelemesine sunarak onay almak zorunda. Tencent’in Çin’de hizmet veren 38 uygulaması bulunuyor.
  • E-ticaretin yeni akımı internet canlı yayınları eşliğindeki gerçek zamanlı satışlar. Çin’den başlayarak yayılan bu tür yayınlar artık Twitter’da da destekleniyor. İlk deneyen şirket, 28 Kasım tarihindeki özel alışveriş günü “Cyber Deals” kapsamında ABD’nin perakende devi Walmart oldu. Firma bu amaçla 30 farklı canlı yayın gerçekleştirdi.
  • Müzik uygulaması Spotify, TikTok benzeri dik video paylaşımlarını destekleyecek. Bu yenilik şimdilik sadece iOS platformunda küçük bir grup tarafından kullanılabiliyor.
  • Güney Kore 330 milyon dolarlık bir yatırımla ülkenin güneybatısında bir “yapay zeka dönüşüm kompleksi” inşa ediyor. 46 kilometrekareye yayılacak yapı, yapay zeka temelli ileri teknoloji çalışmaları ve uygulamalarına evsahipliği yapacak.
  • İsveç Hükümeti, aşırı elektrik sarf ettiği gerekçesiyle Avrupa Birliği sınırları içinde PoW (Proof of Work) yöntemiyle kripto para madenciliğini yasaklamak için bir tasarı hazırladı.
  • Çin yönetimi kripto para kullanımını kendi para birimi dijital yuan’a kaydırmak için bir adım daha atarak dijital varlıkların işlem göreceği bir resmi borsa kurma kararı aldı.
  • 29 yaşındaki kurucusu Sam Bankman-Fried’ı dünyanın en genç milyarderleri arasına sokan kripto para borsası FTX, Türkiye operasyonlarına başladığını duyurdu.
  • Danimarka / Copenhagen Üniversitesi astronomları iki “görünmez” galaksi keşfetti. Toz tabakasıyla kaplı galaksiler radyo dalgaları kullanarak açığa çıkarıldı. 29 milyar ışık yılı uzaklıktaki oluşumlara REBELS-12-2 ve REBELS-29-2 ismi verildi.
  • NASA, dünyaya çarpma ihtimali olan göktaşlarını uzayda engelleme amacıyla geliştirdiği çözümün ilk adımını attı. Projenin temelini oluşturan DART adlı sonda, SpaceX’in Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatıldı. Tatbikatta her şey planlandığı gibi giderse, önümüzdeki Eylül - Ekim ayları arasında Dünya’ya 10 milyon kilometre uzaklıkta, saatte 24 bin kilometre hızla seyreden, 160 metre çapındaki Dimorphos adlı göktaşını etkisiz hale getirecek. 325 milyon dolarlık bu deney aynı zamanda Dünya’nın gezegen eksenli ilk savunma sistemi olacak.
  • Uluslararası Uzay İstasyonu’nda astronotlar tarafından ekilen yeşil biberler 4 ay sonra ilk mahsullerini verdi. 4 kişilik ekip ilk hasadı “taco” yaptı. İstasyonda daha önce turp, zenya çiçeği ve bazı lahana çeşitleri ekilmiş ve mahsul vermişti.
  • 47 yaşındaki Britanya vatandaşı Steve Verze, dünyanın 3 boyutlu yazıcıyla basılan ilk protez gözünün sahibi oldu. Üretim yöntemi sayesinde emsallerine kıyasla çok daha gerçekçi görünen yapay göz, imalat sürecini de altı haftadan iki haftaya düşürüyor.
  • ABD / Washington Üniversitesi, kısa dalga lazer ışınları kullanarak hücrelere zarar vermeden vücuttaki antibiyotiğe dirençli bakterileri yok etmeyi başardı. Uygulama mikroplarda da yüzde 99.9 oranında başarı sağlıyor.
  • Japonya merkezli biyoteknoloji girişimi Hirotsu, genetiği değiştirilmiş özel kurtçuklar yardımıyla halen en öldürücü hastalıklar kapsamındaki Pankreas kanserini çok erken safhada teşhis etmeyi başardı. Hirotsu’nun kurtçukları, hastaların idrarındaki değişime verdikleri farklı tepkiyle teşhisi yüzde 91.3 seviyesinde tutarlı hale getiriyor.
  • ABD / Yale Üniversitesi’nde tip1 diyabet hastalarının insülin seviyesini dengeleyen bir hap geliştirildi. Ağız yoluyla alınan insülin hapının özelliği, midede erimeden sindirim sisteminden kana karışması.
  • Britanya / College London Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışmada retinaya uygulanan düşük atımlı kızıl ışınların yaşlanmaya bağlı göz bozukluklarını gerilettiği ortaya çıktı. Standart bir LED ışıkla uygulanabilen tedavi sadece iki haftada olumlu sonuçlar veriyor.
M. Serdar Kuzuloğlu
M. Serdar Kuzuloğlu