Lafın modası geçti, bayatladı ama bu malumata söylenecek en uygun şey bu: “Almanya bizi kıskanıyor”…
Otomobil denince akla gelen ilk ülke Almanya’dır. En azından bizim için öyle. Bayılırız Mercedes, BMW, Audi, Volkswagen, Porsche gibi markalara…
Almanya endüstrisinin motoru olan bu şirketler, 2024 yılının ilk çeyreğine ait bilançolarını açıkladı. Örneğin Mercedes-Benz. Şirket yılın ilk üç ayında 462 bin 978 adet binek otomobil satıp 25 milyar 713 milyon euro satış hasılatı elde etmiş. Bu cirodan elde ettiği EBIT (faiz ve vergi öncesi kâr) 2 milyar 456 milyon euro olmuş. Bu kâr rakamını, satışı yapılan otomobil adedine böldüğümüzde, Mercedes-Benz’in otomobil başına kabaca 5 bin 304 euro kâr elde ettiğini bulabiliyoruz. (Bilanço dipnotlarında ayrıntı yoktu; hasılat ve kâr rakamının içinde yedek parça satışı da olabilir. Eğer varsa otomobil başına kâr rakamı biraz daha düşük çıkabilir)
Peki koca Mercedes-Benz otomobil başına 5 bin 304 euro (yaklaşık 185 bin TL) vergi öncesi kâr ederken bizim devlet ne kadar kazanıyor?
Bu malumata Mercedes-Benz Türkiye’nin internet sitesinden ulaşmak mümkün. Sitedeki en uygun fiyatlı araç bir A 200. 1.3 motora sahip, 163 beygirlik bu araç AMG aksesuarı taşıyor. Üzerinde 2 milyon 72 bin 500 TL’lik bir etiket var.
Fiyat kırılımına bakıldığında, çıplak fiyatın 956 bin 343 TL olduğu görülüyor. Buna yüzde 80 ÖTV ekleniyor, yani fiyata 765 bin 74 TL biniyor. 1 milyon 721 bin 417 TL’lik ÖTV’li fiyatın üzerine yüzde 20 KDV (344 bin 284 TL) bindiriliyor. Yani iki kalemde ödediğimiz vergi 1 milyon 109 bin 358 TL’yi buluyor. 6 bin 800 TL’lik plaka ve tescil masraflarıyla 2 milyon 72 bin 500 TL’lik etiket fiyatına ulaşıyoruz.
Böylece devletimiz Mercedes Benz’in en ucuz modelinden bugün itibarıyla 31 bin 785 euro vergiyi “tık” diye tahsil ediveriyor.
Mercedes-Benz Türkiye’de fiyatı 20 milyon liraya yaklaşan araçlar var. İstanbul caddelerinde sık sık rastladığımız cipler, iş insanlarının pek sevdiği Maybach tipi binek araç veya minibüsler (Bodrum’da Maybach tipi Mercedes pick-up’lar boy gösterir oldu. Bunların bir de geniş lastikli, yükseltilmiş modelleri var. Paris-Dakar rallisi donanımlı araçlar, Bodrum Devlet Hastanesi kavşağında ilerlemek için kırmızı ışıkta iki tur bekliyor)…
Lafı karıştırmayalım; en ucuzuna neredeyse 32 bin euro vergi ödediğimiz Mercedes’lerin genellikle daha pahalı modelleri satıldığı için, devletimizin araç başına ortalama 50 bin euro vergi tahsil ettiğini söylemek son derece muhafazakar bir tahmin olur. Baştaki rakamı hatırlayalım: Mercedes-Benz yılın ilk çeyreğinde sattığı araç başına ortalama 5 bin 304 euro vergi öncesi kâr elde etti!
Benzer rakamlara, hatta daha çarpıcısına Volkswagen’in bilançosunda da rastlıyoruz. VW’in yanı sıra, orta düzey bürokratlar ile KOBİ müdür ve patronlarının tercih ettiği Audi ile Seat ve Skoda gibi markaları da üreten Volkswagen de bizim Maliye’nin yanında yaya kalıyor. Volkswagen Group’un ilk üç aylık bilançosuna göre sadece binek araç (ticariler hariç) detayları şöyle:
VW: Türkiye’de Passat, Golf ve Polo modelleri ilgi gören markanın üç aylık toplam satışı 695 bin adet. 19 milyar 264 milyon euro’luk ciroyla 770 milyon euro seviyesinde faaliyet kârı sağlanmış. Araç başına kâr 1108 euro. Türkiye’de en ucuz VW, 1000 cc’lik manuel vitesli Polo PS. Liste fiyatı 1 milyon 109 bin TL. Üzerindeki vergi yükü 592 bin 270 TL, yani 16 bin 970 euro.
Audi: 243 bin araç satışından elde edilen ciro 13 milyar 725 milyon euro. Toplam faaliyet kârı 466 milyon euro, araç başı kâr 1918 euro. Audi’nin en ucuz modellerinden olan A3 Sportback 35 Turbo FSI anahtar teslim 2 milyon 52 bin 737 TL’ye satılıyor. Araçta ÖTV ve KDV yükü 1 milyon 98 bin TL. Bu da 31.470 euro’ya denk geliyor.
Seat: 3 milyar 803 milyon euro karşılığı 164 bin araç satılmış. Markanın üç aylık faaliyet kârı 226 milyon euro. Araç başı kâr 1378 euro. Sitesinde vergi bilgisi verilmiyor. Ancak anahtar teslim fiyatı 1 milyon 210 bin TL olan en ucuz modelde 15 bin 900 euro karşılığı 555 bin TL vergi yükü olduğu hesaplanıyor.
Skoda: Türkiye’de de tutulan Skoda markasının 3 aylık satışı 268 bin adet. Ciro 6 milyar 574 milyon euro, faaliyet kârı ise 535 milyon euro. Araç başı kâr 1996 euro. En ucuzu 1 milyon 329 bin TL olan araçta yaklaşık 610 bin TL, yani 17 bin 475 euro civarında vergi yükü var.
Porsche: VW Group’un en kârlı markası. Üç ayda satılan 71 bin araçtan 8 milyar 144 milyon euro hasılat elde edilmiş. Markanın faaliyet kârı 1 milyar 207 milyon euro, araç başına kâr ise 17 bin euro seviyesinde. Yüzde 220’lik ÖTV dilimine giren bu araç için her 1 milyon TL’lik çıplak fiyatın üzerine 2 milyon 840 bin TL vergi ödemek durumundasınız. 15 milyon TL’lik bir aracın yaklaşık 11 milyon lirası (315 bin euro) vergiden oluşuyor. 15 milyona satılan her Porsche’den tahsil edilen vergi, en düşük seviyedeki 1.100 emekli maaşına eşit.
Taylor’ın sneaker’ı Golden Goose 2.2 milyar euro...
Taylor Swift ve Selena Gomez gibi megastarların ayaklarında görülmeye başlamasıyla büyük bir sıçrama yapan İtalyan sneaker markası Golden Goose Milano Borsası’nda halka arz planlıyor. Financial Times’ın Lex köşesinde yer alan malumata göre, Golden Goose’un sahibi olan private equity şirketi Permira 2.2 milyar euro’luk toplam piyasa değeri beklentisine sahip. Bu da Golden Goose’un önümüzdeki 12 aylık EBITDA’sının 10 katına denk.
Golden Goose sneaker’ları rakiplerinden ayıran fark kullanılmış görünümlü olması. Buna moda dilinde “distressed”, yani “yıpranmış” deniliyor. Markanın bir başka farkı da fiyatı. Golden Goose’ların üzerindeki etiket ortalama 500 euro.
2000 yılında Venedik yakınlarında kurulan Golden Goose, 2017’de Amerikan private equity devi Carlyle tarafından satın alındı. Markayı ABD ve Çin piyasalarına taşıyan Carlyle, 2020’de Golden Goose’un çoğunluk hissesini 1.3 milyar euro toplam piyasa değeri üzerinden Permira’ya sattı. 2023’te 587 milyon euro ciroya ulaşan Golden Goose’un faaliyet kâr marjı % 25.4 oldu. 2029’da hedef 1 milyar euro ciro.
Golden Goose’un halka arzı Almanya merkezli sandalet üreticisi Birkenstock’un ardından ilk büyük casual giyim şirketinin piyasalarda kendini test etmesi anlamına geliyor. Geçen yılın son çeyreğinde 8.6 milyar dolar piyasa değeriyle halka açılan Birkenstock’un şu andaki değeri 11.1 milyar dolar seviyesinde.
Her işin bir matematiği var:
Queen = 1.2 milyar dolar
Spotify gibi yenilikçi-düzen yıkıcı bir girişimin devreye girmesi ve bunu Apple ve Amazon gibi teknoloji devlerinin takip etmesiyle müzik piyasasında da finans matematiği tıkır tıkır işlemeye başladı. Bazı büyük private equity şirketleri ile Sony, Universal Music Group, Warner Music gibi müzik sektörünün büyük oyuncuları, düzenli telif hakkı geliri sağlayan koleksiyonlara büyük bedellerle yatarım yapmaya başladılar.
Bu piyasada pazarlığı yapılan son koleksiyon, gelmiş geçmiş en büyük rock grupları arasında gösterilen Queen’e ait. Şimdiye dek 300 milyondan fazla plağı satılan Queen için Sony ve Universal yarışıyor. Japon devi Sony, sadece bu deal için Londra merkezli Rock Bidco adlı bir şirket kurdu. Küresel finans gazetelerinde yer alan haberlere göre Sony ve Universal 1 milyar dolar ödemeye razı görünürken Queen ekibi 1.2 milyar dolardan aşağı inmiyor.
Peki Queen’in muhteşem arşivinin değeri ne?
Müzik endüstrisinin bir numaralı dergisi Billboard detaylı bir analiz yapmış: Queen’in hakları grup üyelerinin ortak olduğu Queen Productions Ltd. şirketinin uhdesinde. Şirketin ortakları Brian May, Roger Taylor, John Deacon ve Freddie Mercury’nin mirasçıları. Piyasa araştırma şirketi Luminate’in verdiği malumata göre “Bohemian Rapsody”, “We Will Rock You”, “We Are The Champions”, “Another One Bites The Dust”, “Radio Ga Ga” gibi ikonik şarkıları olan Queen, Spotify’ın “En Popüler Sanatçılar” listesinde 48’inci sırada bulunuyor. Sadece Spotify’da 47.7 milyon aylık dinleyicisi bulunan Queen’in tüm müzik platformlarında şimdiye dek 42 milyar kez dinlenildiği belirtiliyor.
Billboard’a göre Queen 2022 itibarıyla 16 milyon doları ABD’den, 32 milyon doları ise dünyanın geri kalan kısmından olmak üzere yılda yaklaşık 48 milyon dolarlık katalog gelirine sahip. Buna Bohemian Rhapsody DVD ve blue-ray satış telifleri ile teatral gösterilerin telifleri de dahil. Buna imaj hakları da eklenip toplam yıllık gelir 20’yle çarpılarak Queen’in değeri bulunuyor. (Amortisman veya önemli bir faaliyet gideri bulunmayan bu tip portföylerin değerlemesi yıllık gelirin 20'ye çarpılmasıyla bulunuyor. Bu çarpan faiz oranlarına göre değişiyor. Faiz yükselince çarpan düşüyor, faiz gerileyince yükseliyor) Bu hesap da pazarlığı 1.1 ila 1.2 milyar dolar arasında bir yere getiriyor. Piyasayı yakından takip edenler, ABD’de faiz oranlarının düşeceği öngörüsüyle (satın alacak kurumun finansman yükünü hesaba katarak), Queen ekibinin istediği 1.2 milyar doları alabileceğini belirtiyor.