Farklı suların büyük şehir insanına yaşattıklarında öncelikle bir huzur arayışı mı vardı? Şimdi yine, çok uzaklarda kaldığından, neredeyse eski bir masal gibi görünen sahneler… Şehrin bana biraz uzak gelen bölgelerine gittiğimiz, birçok unutulmaz sesin eşliğinde piknik yaptığımız o günler de hafızamın bir yerlerinde, iyiden iyiye silinmiş yüzleriyle kalmış. Şeker Suyu, Hünkâr, Sultan Suyu… Başkaları da var mıydı? Bentler dedikleri oraları mıydı? Birkaç aile, çoluk çocuk, oraların havasını solumak başka bir maceraydı. Evde özenle hazırlanan yemeklerle uzun ahşap masalara büyük sofralar kurulur, paylaşılabilen paylaşılırdı. En çok önemsenenlerse, sadece bu gidilen yerlerde bulunabileceğine inanılan buz gibi sulardı. Yemek sonrasındaysa çocukları top oyunlarına kapılmışken bulabilirdiniz. Saklambaç da ihmal edilmezdi elbet, körebe de…
22.12.2023 04:30
O sularda kalanlar
Divan edebiyatında su, incelikle işlenir. Çeşm kelimesi, Farsça göz anlamına gelir. Aşığın gözü bir çeşme gibi ifade edilir bazen. Kimi zaman da su, sevgilinin dudağı gibi karşımıza çıkar
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
Suyu eski hikayelerde aramak
Tüm Yazıları
15 Aralık 2023