23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
13.01.2023 04:30

Günlük şeker tüketimi 5 çay kaşığını aşmamalı

Bu hafta konumuz şeker ve tatlandırıcılar. Şeker sağlığımıza büyük zarar veriyor, obezite, diyabet, kalp rahatsızlığı, kanser, demans, felç, depresyon, kısırlık gibi birçok hastalığa yol açıyor

Basit sorular üzerinden ilerleyelim.
Şekerin sadece boş kalori olduğu doğru mu? Yanlış, çünkü şeker alelade kalori getirmiyor, tehlikeli kaloriler içeriyor. Sadece aşırı kiloya yol açmıyor, kilo almasanız bile sizi hasta ediyor. Dışarıdan zayıf görünen ama vücudu yağlı insanlara dönüştürüyor.
Agave, yani sabır çiçeği gibi bazı bitkisel fruktoz şuruplarının mısır şurubu yerine kullanılabilecek sağlıklı bir alternatif olduğu doğru mu? Yanlış. İlk bakışta bitkisel ve doğal gibi görünse de saf fruktozdan bahsediyoruz. Fruktozu yediğiniz meyveden alırsanız iyi ancak saf halde tüketirseniz karaciğer yağlanması, diyabet, enflamasyon, yüksek ürik asit gibi çok tehlikeli etkilere giden kapıları açmış olursunuz. Ayrıca tehlikeli kolesterol türlerini tetikliyor ve üretiminde toksik kimyasallar kullanılıyor.

Sıradaki soru: Tereyağı veya etteki doymuş yağ kalp hastalıklarına yol açarken şeker ve karbonhidratların böyle bir etkisi yok, doğru mu? Yanlış. Bu yıllardır söylenen bir yalan. Sayısız çalışmanın da gösterdiği gibi kalp hastalığının esas sebebi yağ değil her tür şeker. Şeker ve rafine karbonhidratlardan bahsediyorum.
Şeker kokainden daha fazla bağımlılık yapabilir mi? Kulağa imkansız gelse de mümkün. Araştırmalar şekeri bırakan insanların tıpkı eroin ve kokaini bırakanlar gibi geri çekilme semptomları gösterdiğini ortaya koyuyor. Deney hayvanları kokaine ulaşmak için gösterdikleri çabanın sekiz katını şekere ulaşmak için gösteriyor.
Şekerin faydalarından biri beyni beslemesi çünkü beyinde glikoz bulunması gerekiyor, doğru mu? Aslında yanlış çünkü ihtiyacınız olan her tür şeker vücut tarafından üretiliyor. Yani dışarıdan almak zorunda olduğumuz amino asitler ve yağ asitleri var ama karbonhidratlar yok. Üstelik sadece meyve ve işlenmemiş gıda tüketerek bolca glikoz ve şeker alabilirsiniz. Tahıllar, kuru yemiş, çekirdek, fasulye gibi yiyeceklerde karbonhidrat bulunuyor ve bunlar vücuda yararlı. Ama beyniniz için özel olarak şekere ihtiyacınız yok. Aslında MCT olarak bilinen orta zincirli trigliserit yağlar beynin çalışması için daha faydalı. Birçok beyin rahatsızlığının ketojenik diyetle iyiye gittiğini, hatta iyileşebildiğini biliyoruz.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu da bildiğimiz şekerle aynı sayılmaz mı? Tamamen farklı. Çok zararlı olmasının çeşitli sebepleri var: Şeker tükettiğinizde bir glikoz ve bir fruktoz molekülüyle birbirine bağlanıyor ve vücudunuzun bu bağları koparmak için çalışması gerekiyor. Sofra şekeri dediğimiz şey birbirine bağlanmış, ikisi de yüzde 50 oranındaki glikoz ve fruktoz anlamına gelir ve ayrıştırılmaları enerji gerektirir. Yüksek fruktozlu mısır şurubunda ise serbest fruktoz vardır ve oranı yüzde 55-75 aralığındadır. Halbuki doğada serbest fruktoz diye bir şey olmaz. Meyvelerde ve diğer yiyeceklerde bağlı halde bulunur. Serbest bulunması vücuda son derece zararlı ve çok ciddi karaciğer yağlanmasına sebep olabilir. Çünkü vücut tarafından metabolize edilme ve emilme biçimi şekerden çok farklı. Çok fazla enerji gerektirdiğinden bağırsaktaki ATP’nin, yani enerjinin tükenmesine yol açar. Bu da bağırsaktaki sıkı bağların yapısını bozarak sızdıran bağırsak sorununa sebep olur ve sayısız rahatsızlığı beraberinde getirir. Bu yüzden yüksek fruktozlu mısır şurubu asla tüketilmemeli.
Kilo vermek için şekerli içeceklerin yerine diyet gazlı içecekler içmek işe yarar mı? Hayır. Çünkü yapay tatlandırıcılar normal şekerden bin kat daha tatlı ve beyni tetikleyerek korkunç bir metabolik kargaşaya yol açıyorlar. Daha fazla insülin üretiyor, daha çok yağ depoluyor, metabolizmamızı kapatıyoruz. Diyabet, obezite, tip 2 diyabet ve aşırı kilo almaya zemin hazırlıyoruz. Diyabet çok belirleyici; kalp krizi geçiren insanların yüzde 75’inde ya diyabete ya da prediyabete rastlanıyor. Kansere yol açtığını da biliyoruz. Demansın insülin direnciyle ve Alzheimer’ın tip 3 diyabetle ilişkisi biliniyor. Yapay tatlandırıcılardan uzak durun.

Mark Hyman
Mark Hyman