Konuyu ortaya ilk kim attı, neden aklına böyle bir soru geldi bilmiyorum ancak önceki haftanın popüler magazin konularından biri de Çağla Şıkel’in “fakir biriyle de aşk yaşayabilirim” demesiydi. Çağla Şıkel gibi hem güzel, hem akıllı, hem de işinde başarılı bir kadının, aşk için “bir fakire bile” muhtaç olmayacağını elbette biliyoruz ancak böyle bir yüce gönüllülük göstermesi de geleceğe ümitle bakmama yol açtı. Çünkü fakirleşmeye bu hızla devam edecek olursak yakında Türkiye’de ünlü ve güzel kadınların aşık olabileceği ayarda zengin erkek kalmayacak diye endişeleniyordum! Acar magazin muhabirleri bir spor salonunun çıkışında Demet Şener’i de yakalamış. Demet iyi aile kızı tabii, karşısında muhabirleri görünce merhabalaşmış ve birbirinden saçma soruları da kibarca yanıtlamış. Çağla Şıkel’in “fakir biriyle aşk yaşayabilirim” sözü hatırlatılınca da şu yorumu yapmış: “Çağla kendi parasını kazanan, kendi ayakları üzerinde duran bir kadın. Onu anlatmak istemiş. Aşk bu, kiminle olursa aşkı yaşamak güzel. Bizler bu yaştan sonra gerçek aşkı istiyoruz. Karşımızdaki insanın her halde pusulasını araştırmıyoruz. Onu demek istedi Çağla. Belli bir işi gücü olsun, onun dışında aşk yani.” Bu haberleri okurken aklıma Özge Ulusoy’un yıllar önce söylediği “mankenler gidip fakirle mi çıksınlar yani” sözleri geldi. Kadın – erkek ilişkilerinin tarihi kadar eski bir tartışmanın içine böylece yuvarlanıyoruz! Tam da burada bir okuyucu eleştirisini aktarmam gerekiyor: Okuyucum, “heteronormatif” bir bakış açısına sahip olduğumu yazmış. Bundan kaçındığımı düşünüyordum; “kadın – erkek ilişkileri” derken diğer cinsel yönelimleri dışladığım anlaşılmış olmalı ki bu benim işim de değil, haddim de değil. Bu yazılarda, genel olarak insani duygular ve durumlar için bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Kartacalı düşünür Terentius söylemiş ama ben Karl Marx’dan okumuştum: Homo sum humani nihil a me alienum puto! İnsanım, insanca olan hiçbir şey bana yabancı değildir! *** Antropolog Jared Diamond, “İnsan Cinselliğinin Evrimi” isimli eserinde insanın, “dünyada en tuhaf cinsel yaşama sahip canlı” olduğunu yazıyor. Otuz milyona yakın türde hayvan, balık ve böcekten; milyonlarca tür bitki, mantar ve mikroptan farklı cinsel yaşamımız var. Üreme döneminde olmamamıza rağmen sevişebiliyoruz, hatta ürememek için tedbirler de alarak sevişmek çok yaygın bir durum. Çok renkli ve bize çok daha tuhaf gelebilecek cinsel yaşama sahip börtü böceği bir yana bırakalım, memeli hayvanlar aleminde de bizim gibisi pek yok. Üreme dönemlerinde cinsel organlarımız renk değiştirmiyor, özel bir koku salgılamıyoruz, yüksekçe bir yere çıkıp çığlıklar atmıyoruz, cinsel organlarımızı uluorta sergilemiyoruz vs. Antropologlar bunlara “gösteriş unsurları” diyorlar, neslin devam edebilmesi için en uygun eşi seçmeye yarayacak, karşı cinsin dikkatini çekecek gösteriş unsurları! Dışarıdan bize bakan birisi, elbiselerimizin içinde nasıl birisi olduğumuzu ancak hayal edebiliyor. Eşlerimizi seçerken ilk ilgilendiğimiz şey genlerimizi ileri kuşaklara sağlıkla iletip, iletemeyecek olmaları da değil. Bir ilişkiye başlarken “bu kadının memeleri küçük, çocukları emziremez” demek aklımıza gelmiyor; tıpkı “bu adam acaba beni hamile bırakabilir mi?” diye düşünmediğimiz gibi. Kuşkusuz ki tıpkı diğer memelilerde olduğu gibi insanlarda da neslin devamı hakkında ilk bakışta fikir verebilecek “gösteriş unsurları” var ve bunlar üzerimize giydiğimiz onca kılık kıyafete rağmen varlıklarını dışarıya da hissettirebiliyorlar ancak artık biliyoruz ki aşk hayatımız hakkındaki kararları bunlara bakarak vermiyoruz. Diğer memelilere göre daha gelişmiş bir beynimiz var, içgüdülerimizi kontrol edebiliyoruz. Duygularımızı sofistike edebiliyor ve onlara anlamlar yüklüyoruz. Ama onlardan tamamen ayrılıyor da değiliz. Kadın ya da erkek fark etmiyor, gözümüze kestirdiğimiz birisi ya da birileri için doğal olmayan “gösteriş unsurlarından” da yararlanabiliyoruz.
22.10.2021 04:30
Bisiklette gülmek mi BMW’de ağlamak mı?
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
Antalya neden Makao olamadı?
21 Mart 2025
Pusu kültürünün trafikteki sonucu
14 Mart 2025
Mehmet Hoca ile Ramazan sohbeti
07 Mart 2025
Mutlu olmanın yolu sevmekten geçer
28 Şubat 2025
Kendi kendine söylenen insanlar ülkesi
Tüm Yazıları
21 Şubat 2025