Olay cennet vatanımızın sınırları içinde ve benim tahminime göre İstanbul’da, manken Ebru D.’nin başından geçti. Yeri tahmin ediyorum çünkü artık gazetelerde haber yazılırken 5 N 1 K kuralına dikkat eden pek kalmamış gibi görünüyor. Ebru Hanım, “iş ortamında tanıştığı” Kenan K. Bey ile arkadaş olmuş. Niye soyadlarını böyle yazıyorsun diye soracak olursanız; gazetede kadının adı tam olarak yazılmış ancak erkeğin soyadı kısaltılmıştı. Ben de “eşitlik” arayışım nedeniyle kadının soyadını da perdeledim, olay bundan ibaret, altında başka bir şey aramaya gerek yok. İki arkadaş, arkadaş arkadaş gezerlerken Kenan Bey, deyim yerindeyse “yeşillenmeye” başlamış. Şimdilerde buna “yazmak” da deniliyor ki bu kelimeyi kullanmayı, yazı yazarak geçimini temin eden bir insan olarak tercih etmediğimi açıklamama bilmiyorum gerek var mı? Erkeğin bu “çağrısını”, kadın önce duymazdan gelmiş ama ısrar giderek baskıya dönüşünce de soluğu Adliye’de almış. Bunun üzerine erkek kadından özür dilemiş, kalbi yumuşayan kadın da erkeği affetmiş, olan vergi mükelleflerinin parasına olmuş. Tamam kabul ediyorum, yöneticisi 7 tane özel jetle gezen, makam araçlarını önden askeri nakliye uçağıyla gönderen bir ülkenin vergi mükellefleri, bu dosya ve kâğıt parasını hissetmezler bile ama yine de “tüyü bitmemiş yetim” hikayeleriyle büyüyen benim gibi geri kafalılar bunun hesabını yapmaya devam edebiliyorlar. Hafta başında ayaküstü bar geyiği yaparken, laf lafı açtı, arkadaşlardan biri geçen haftaki yazımı hatırlattı. “Sevdiğini söylemek yetmez, hissettirmen de gerekir diyorsun ama bunu yapacağım derken tacizci damgası yemek de var” dedi. Kenan K. Bey’in durumu bunun iyi bir örneği aslında. Kadının arkadaşça davranmasından cesaret almış, bir adım ileri atmak için girişimi olmuş. Kim bilir belki de buna cesaret etmesine yol açan işaretler de algılamış olabilir ama ne olursa olsun olay, sonucu itibariyle tipik bir “taciz” vakası. “Kadın kuyruk sallamış” diye meseleye yaklaşanlar olabilir; onlara da hatırlatayım ki insan türünün dişisinin kuyruğu yok! Olmayan bir şeyi sallayamazlar. Öte yandan bir de “ısrarla baştan çıkarma” diye tanımlanan bir durumun, taciz olmadığını ileri süren kadınların varlığını da biliyoruz. Taciz suçlamasının bir tür cadı avına dönüştüğünü söyleyen Catherine Denevue önderliğindeki 100 kadının yayınladığı manifestoda şöyle deniliyordu: “Birisini ısrarla baştan çıkarmaya çalışmak suç değildir.” “Birisi” derken sadece kadınları kastetmediklerini de belirteyim. Bir erkeği baştan çıkarmak için ısrarlı davranışlar sergileyen kadınlar da olabilir ki onlar da tacizle suçlanmamalıdırlar anlamına geliyor bu bildiri.
12.11.2021 04:30
Flört iyidir ama “sarkma” çok kötü!
Flört bir erkeğin hayatında ulaşabileceği en eğlenceli evredir. Hatta birçok erkek için cinsel ilişkinin kendisinden bile daha önemlidir. “Flörtçü erkek” cinsinin antitezi ise “sarkan erkek” tipidir
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Çakma mal, iyi malı kovar
18 Temmuz 2025
Ayşe Barım 'o kişi' olabilir mi?
11 Temmuz 2025
Le Bernardin fiyatına Bebek’te balık olur mu?
04 Temmuz 2025
Yüzyılın dörtte biri geçti bile
27 Haziran 2025
Marmaris’teki gençler bildiğiniz hayatın acısından kaçıyorlar
Tüm Yazıları
20 Haziran 2025