Geçtiğimiz günlerde G7 topluluğu “herkes güvende olana kadar kimse güvende değil” gerçeğinden hareketle, Covid-19 ile mücadelede “aşı, tedavi ve teşhislere daha ekonomik ve adaletli erişimi” mümkün kılmak üzere ek adımlar atacağını duyurdu. Bu niyeti etkin bir eyleme dönüştürmek için hem yurtiçinde cesur bir siyasi yönetime hem de gelişmekte olan ülkeler için mali yardımın ötesine geçen desteğe ihtiyaç var. İşleri yoluna koymak kolay olmayacak; ancak zengin ülkeler hem fiilen hem zihnen dört duvar arasında yaşamak istemiyorlarsa söz konusu çabayı göstermek kritik önem taşıyor. Aşı elverişliliği ve dağıtımı konusunda ciddi bir eşitsizlik söz konusu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e göre, şu ana kadar toplam Covid-19 aşılarının yüzde 75’i sadece 10 ülkeye gitti. 130’dan fazla ülkede ise tek doz bile uygulanmış değil. Bu eşitsizliği gören G7 pandemi yardımlarını 7.5 milyar dolara çıkarmayı kararlaştırdı. Ayrıca G20 ülkeleri ve çoktaraflı organizasyonlar da dâhil olmak üzere diğer paydaşlara çağrıda bulunarak gelişmekte olan ülkelere verilen desteği gerek COVAX girişimi gerekse Covid-19 Araçlarına Erişimi Hızlandırma inisiyatifi aracılığıyla artırmalarını istedi.
26.02.2021 06:00
Çin’i güçlendiren aşı ve maske diplomasisi
G7 ülkeleri aşılamanın gelişmekte olan ülkelerde daha erişilebilir hale gelmesi için etkili bir yaklaşım benimserse, dünyanın geri kalanını unuttuğuna ilişkin eleştirilere cevap olur. Bugün Çin ‘maske diplomasisi’ ve aşısı sayesinde küresel etkisini güçlendirmiş durumda
Gelişmiş ekonomiler ilk kez umut veriyor
26 Temmuz 2024
2024’te sağlam küresel büyüme ihtimali zayıf
19 Ocak 2024
Küresel belirsizliğin beş nedeni
27 Ekim 2023
Karmaşık küresel ekonominin en sade hali
25 Ağustos 2023
FED’e inanan kalmadı
Tüm Yazıları
07 Nisan 2023