Artİstanbul Feshane, İstanbul Sanat Meclisi’nin düzenlediği, 19 küratör ve 300 sanatçı ve 400’den fazla eserin yer aldığı Ortadan Başlamak sergisiyle detaylarını gazetemizden takip ettiğiniz üzere geçtiğimiz hafta kapılarını açtı. Uzun zamandır sanatçı arkadaşlarımdan, küratör ve yazar meslektaşlarımdan bu serginin heyecanlı hazırlığını takip etmekteydim. Feshane yeniden sanat ile hayata devam edecekti ve bu, etrafa belli ki mutluluk yayıyordu.
Peki daha ilk paragrafta yazar neden mutluluktan bahsetmeye başladı? Feshane görkemli bir törenle Artİstanbul Feshane olarak hayatına devam etmeye başladığı gün açılış konuşmasını yapan isimlerden biri de Beral Madra’ydı. Beral Hanım konuşmasında; kaderine terk edilmiş Osmanlı fes fabrikasını keşfeden isimleri andı ve 1989’da Feshane’de bağımsız sanatçıların yan yana gelerek gerçekleştirdiği Seretonin 1 sergisinden söz etti. Bu sergiyle mekân gündeme gelecek ve Feshane’nin bir çağdaş sanat müzesi olması konusunda genel bir kanı oluşacak ve çalışmalar yapılacaktı… Söz konusu serginin adı Seretonin’di. (Kelimenin doğru yazımı “serotonin” fakat sergiyi düzenleyenler bunu sonradan öğrenir ve sergilerin ismi Türkiye güncel sanat tarihine Seretonin olarak geçer.) Türkiye çağdaş sanat dünyasının Seretonin 1’den hatırladıkları arasında; Komet’in, asılı bir kafesin içinde ses çıkarmadan dönemin yasaklarına sessizlikle cevap vererek Türkçe sözlük okuması ve Mehmet Güleryüz’ün sergiye bir deve üstünde desen çizerek girmesi uzun süre konuşulacaktı. Bağımsız sanatçılar kamusal bir alanda serotonin etkisi yaratmıştı.
Bu kısacık hatırlatma içinden çekip aldığım, seksenlerin sonunda ismiyle müsemma bir sergi eşliğinde tarihi bir yapının -Madra’nın konuşmasında söylediği gibi- çağdaş sanat müzesine dönüştürülme çabaları ve yaydığı mutluluğun kesintiye uğraması yıllar sonra Artİstanbul Feshane’nin açılışında gündeme geldi.
30.06.2023 04:30
Mutluluk Feshane’de yeniden başlıyor
Ortadan Başlamak sergisiyle açılan Artİstanbul Feshane’nin yeniden sanatla hayatına devam etmesi mutluluk yayıyor
İmgelerin kaosu: Bilinmeyeni düşünmek
22 Kasım 2024
Üstümüze sinmiş sözler ve imgeler
15 Kasım 2024
Bu sergileri de kaçırmayın
25 Ekim 2024
Zamanın dönüştürücü gücü mü, yanılsaması mı?
11 Ekim 2024
Gündelik nesneler, beklenmedik eserler
Tüm Yazıları
16 Ağustos 2024