Y jenerasyonu şimdilerde yine kandırılıyor. Çalışanlara kendilerini vurmaları için “finansal demokratikleşme” adı altında yeni bir silah sunuluyor. Milyonlarca insan Robinhood ve benzer yatırım uygulamalarında hesap açıyor ve değersiz hisseler üzerinden yapılan manipülasyonla kısıtlı tasarruf ve gelirlerini birkaç misline çıkarmaya çalışıyor.
‘Helikopter para’ indi
Geçtiğimiz günlerdeki GameStop hikâyesi ümitsiz, işsiz, vasıfsız, borç yükü altındaki güruhun bir kez daha sömürüldüğü gerçeğini örtüyor. 2008’de olduğu gibi bunun sonunda da kaçınılmaz olarak yeni bir varlık balonu ortaya çıkacak. Kongre üyeleri de popülistliğin suyunu çıkardı ve savunmasız kesimlerin daha fazla borçlanmasına izin vermedikleri gerekçesiyle finansal aracıları payladı. Bu da yetmezmiş gibi, ABD Merkez Bankası ve Hazinesinin (helikopter para adı verilen) parasal gevşemeyi kullanarak bütçe açığının parasallaştırılmasına ilişkin geniş kapsamlı deneylere girişmesi piyasalarda endişe yaratıyor. Bunun ekonomide aşırı ısınmaya yol açabileceği, sonuçta Merkez Bankası’nın faiz oranlarını beklenenden daha önce artırmak zorunda kalacağı uyarıları yapılıyor. Nominal ve reel tahvil gelirleri şimdiden yükselişte ve hisse senetleri gibi riskli varlıkları sarsmış durumda. Bu sırada Kongre’deki Demokratlar hane halklarına doğrudan ek desteği de içeren 1.9 trilyon dolarlık bir kurtarma paketiyle yoluna devam ediyor. Ödenen bu paranın ciddi bir bölümü borç ödemeye ve tasarrufa gidecek; teşvikin yalnızca üçte bir kadarı fiili harcamaya dönüşecek gibi görünüyor. Bu da teşvik paketinin büyüme, enflasyon ve tahvil gelirleri üzerindeki etkilerinin beklenenden az olacağı anlamına geliyor. Üstelik ilave birikimler sonunda yine devlet tahvillerinin satın alımına yönlendirileceği için, para sıkıntısı çeken haneler için bir nevi kurtuluş olması beklenen teşvik, gerçekte bankaların ve diğer borç verenlerin kurtuluşu olacak. Elbette, paraya çevrilen mali açıkların etkileri negatif arz şoku ile stagflasyona sebep olacak şekilde birleşirse, enflasyon yine ortaya çıkabilir. Ülkeler artık yeni bir himayecilik arıyor ve hem yatırımları hem de üretim işlerini yurtiçine geri getirmek istiyor. Ancak bu gelişmeler daha ziyade orta vadeyi ilgilendiriyor, 2021 yılı için geçerli değil. Bu yıla gelecek olursak, büyüme beklenenin altında kalabilir. Virüs kontrol altına alınmadan ekonomiyi yeniden açma yönündeki politik baskı giderek artıyor. Çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletme iflas tehlikesi içinde. Big Tech’in yükselişiyle birlikte eşitsizlik arttı. Amazon’un yarattığı her bir istihdam karşılığında üç perakende işi kayboluyor. Piyasa çılgınlığı var
Varlık piyasaları köpüğünü koruyor çünkü süper-uzlaşmacı para politikaları tarafından besleniyorlar. Ancak günümüzün fiyat/kazanç oranları 1929 ve 2000’de balonlar patlamadan hemen önceki seviyelere yakın. Bir yanda sürekli artan kaldıraç etkisi, diğer yanda ise özel amaçlı satın alma şirketlerinde, teknoloji şirketlerinin hisse senetlerinde ve kripto paralarda yeni balonlar oluşma olasılığı var. Bu şartlar altında ABD Merkez Bankası piyasalara yaptığı iyilikleri geri alırsa hepsinin bir anda çökeceğinden korkuyor. Üstelik kamu ve özel sektör borçlarındaki artışın parasal normalleşmeye engel olduğu bu ortamda, orta vadede hem stagflasyon hem de varlık piyasaları ve ekonomiler için sert düşüş ihtimali artarak devam ediyor. © Project Syndicate, 2021