05 Aralık 2025, Cuma
22.08.2025 04:35

Bu romanı yazarken çok ağladım

Gökyüzünde Nehirler Var, Ezidilerin yaşadığı büyük acılardan Hasankeyf’in sulara gömülen sessizliğine kadar pek çok hikayeyi birbirine bağlıyor. Elif Şafak: “Bu romanı yazarken çok ağladım. Yazdığımız her şeyi derinden hissediyoruz, yaşıyoruz o an ve bunun duygusal bir yükü var omuzlamamız gereken”
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

58 farklı dilde milyonlarca okura ulaşan Elif Şafak’ın Türkçeye çevrilen yeni kitabı Gökyüzünde Nehirler Var, bir roman olmanın ötesinde suyun izinde ilerleyen bir yolculuk gibi. Bir damlanın taşıdığı hafıza bizi bazen Viktorya dönemi Londra’sına, bazen Mezopotamya’nın kadim topraklarına götürüyor; Ezidilerin yaşadığı büyük acılardan Hasankeyf’in sulara gömülen sessizliğine kadar pek çok hikayeyi birbirine bağlıyor. Romanın merkezinde yer alan “Su hatırlardı. Unutan insanlardı” cümlesi, yalnızca bir metafor değil, aynı zamanda tarih, travma, hafıza ve adalet üzerine derin bir çağrı niteliğinde. Su, bu romanda hem yaşamın kaynağı hem de insanlığın unuttuğu hikayelerin taşıyıcısı olarak karşımıza çıkıyor. Romanın en güçlü yanı, yalnızca bireysel hikâyeleri değil, kolektif hafızayı da görünür kılması. Kadınların, göçmenlerin, ezilenlerin ve doğanın sesi bu kitapta aynı akışa karışıyor. İklim krizinden toplumsal travmalara, kaybolmuş şehirlerden su kıtlığının yarattığı endişelere kadar bugünün yakıcı meseleleri edebiyatın direnciyle birleşiyor. 

* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.