06 Kasım 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
04.11.2022 04:30

Pekin Amerika’yı nasıl kaybetti?

Çin lideri Şi’nin ülkesinin tek başına her şeyde dünyanın en iyisi olabileceğine dair inancı, Çin basketbol takımının dünya karmasını her maçta yenebileceğine inanmasına benziyor

Geleceğin tarihçilerinin “2022'nin en önemli olayı neydi?” sorusuna verecek çok cevabı olacak: Brexit mi, Çexit mi, Ruxit mi, Trumpit mi? Açacak olursak, yılın olayı 2020'de pervasızca Avrupa Birliği'nden ayrılan dünyanın altıncı büyük ekonomisi İngiltere’nin erimesi miydi? Ukrayna'yı haritadan silmeye kalkarak dünya enerji ve gıda piyasalarında kargaşa yaratan Vladimir Putin'in Rusya'yı Batı'dan ayıran çılgın girişimi miydi ki ben buna "Ruxit" diyorum. Cumhuriyetçi Parti'nin Donald Trump'ın 2020 seçimlerinin çalındığına dair Büyük Yalan'ına iyice kapılması mı, yani Trumpit mi? Çünkü bu da demokrasimizin en değerli varlığını, barışçıl ve meşru bir şekilde iktidar değiştirme becerimizi aşındırıyor.

Yoksa Çin'in Şi Cinping yönetimineki “Çexit” çabası mı? Bu da Çin ekonomisinin Batı ile 40 yıldır süren istikrarlı entegrasyonunun sona ermesi anlamına geliyor. The New York Times'ın Pekin büro şefi Keith Bradsher Batılı çok uluslu şirketlerin bugün hangi ülkede fabrika açmayı düşündükleri sorusuna “ABC” diye bir kısaltmayla yanıt veriyor: “Anywhere But China”, yani “Çin Dışında Her Yer.”
Baştaki soruya yanıt vermek zor. Seçenekleri alt alta listelemek dahi 2022'nin tarihte nasıl bir kırılma noktası olduğunu gösteriyor. Ama benim oyum “Çexit’ten yana.