22 Aralık 2024, Pazar Gazete Oksijen
29.04.2022 04:30

Sığınmacıların genel suçlarda payı %1.5

Fransa’da göçmenlerin genel suç rakamlarındaki payı yüzde 28, Almanya’da yüzde 32. Türkiye’de ise oran çok daha düşük

İşaret fişeğini Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ çekti ilk olarak.

Ülkedeki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine gönderilmesi tartışmasından söz ediyorum. 

Önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “sığınmacıların davullu zurnalı biçimde ülkelerine gönderileceğini” söyledi. 

Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girmek zorunda kaldı. “Zorunda kaldı” diyorum zira Erdoğan yakın zamana kadar tüm siyasetini sığınmacıların ülkede kalmasına yönelik kurmuştu. Ancak geçen hafta ilk kez sığınmacıların ülkelerine güvenli dönüşlerinin sağlanacağını vurguladı. 

Sığınmacıların çeşitli olaylarla gündeme gelmeleri ülkenin sıkıntılı konularının başında. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun iki hafta önce, 2016’dan bu yana asayiş sorunları nedeniyle sınır dışı edilen Suriyeli sayısının 19 bin 336 olduğunu açıklaması da tartışmaya yeni bir boyut kattı.

Açıklanan her sayı gibi bu da tartışma yaratınca, rakamların peşine düştüm. Ama pek de tatmin edici yanıta ulaşamadım doğrusu.

Çünkü İçişleri Bakanlığı sığınmacılarla ilgili ayrıntılı sayıları kamuoyundan gizlemeyi ilke edinmiş durumda. Bu verileri devlet sırrı gibi saklıyor.

Bu gizliliğe karşın edindiğim bilgiler var. Çok net olmasa da genel olarak bir fikir verebilecek bilgilere göre; ülke nüfusuna oranla Türkiye’nin iki ülkeyle karşılaştırması şöyle:

Fransa’da göçmenler veya sığınmacılar genel nüfusun yüzde 7’sini oluşturuyor. Aynı zamanda bu kitle, ülkenin genel suç rakamlarında yüzde 28’lik yer tutuyor.

Almanya’da göçmenler veya sığınmacılar nüfusun yüzde 8’i oranında. Bu kitle, ülkenin genel suç istatistiklerinde yüzde 32’lik payın sahibi. 

Türkiye’de 6 milyon sığınmacı veya göçmen üzerinden bakıldığında nüfusun yüzde 7’sini oluşturan kitlenin suçlardaki payı yüzde 1.5 düzeyinde.

Avrupa’nın iki büyük ülkesine göre yüzdelik rakamlar oldukça düşük görünüyor. 

***

Burada ele alınacak bir rakam daha var. Türkiye’de suç istatistiklerinde genel olarak kurumların sayıları birbirini tutmuyor ne yazık ki. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın yanı sıra TÜİK’in tespitlerinde de farklılıklar görülüyor. Bu nedenle Adalet Bakanlığı’nın rakamlarını aktarmayı tercih edeceğim.

Adalet Bakanlığı’nın 2020 yılı rakamlarına göre TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca ülke genelinde cumhuriyet başsavcılıklarınca sonuçlandırılan soruşturmalardaki karar ve suç türüne bakıldığında şu tabloyla karşılaşıyoruz:

2020’de ülke genelinde yaklaşık 7 milyon suç dosyası hazırlanmış. Bu suçların ilk sırasındaki mala karşı işlenen suçlar 2 milyona yakın. Hürriyete karşı işlenen suçlar ise 1.2 milyon dolayında. Üçüncü sırada 1.1 milyon dosyayla vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar var. 

Bu istatistiğin yanı sıra şüpheli olarak işlem yapılanların sayısı fotoğrafın daha net görülmesini sağlayacak.

Cumhuriyet başsavcılıklarınca yapılan soruşturmalarda şüpheli sayısı 2020’de yaklaşık 13 milyon. Bunlardan 280 bini yabancı uyruklu. Tabii burada bu sayının tamamını sığınmacı olarak değerlendirmek doğru olmaz. Kaldı ki değerlendirmede sığınmacılarla ilgili ayrı bir rakam yok. Fakat geçmiş yıllara yönelik yapılacak bir kıyaslama bu konuda biraz olsun fikir verecek bize. 

Örneğin 2013’te ülke genelindeki şüpheli sayısı 9.3 milyon iken yabancı uyruklu şüpheli sayısı 52 bin dolayında. Keza 2017’de ülke genelindeki şüpheli sayısı 11.9 milyonken, yabancı şüpheli sayısı yaklaşık 150 bin. 

Yani 2017’den 2020’ye gelindiğinde haklarında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan yabancı uyruklu sayısı üç yılda neredeyse iki katına ulaşmış durumda. 2020’de ise genel şüpheli sayısındaki artışa göre yabancı uyruklu şüpheli sayısı oldukça yüksek oranda artmış halde.

Dediğim gibi, 2021 yılı rakamları Adalet Bakanlığı’nca henüz yayımlanmadı. 

Ancak kamuoyuna yansıyan olaylara bakıldığında rakamlarda geriye gidişin yaşanacağını söylemek oldukça zor. 

Tolga Şardan
Tolga Şardan