Henüz 12 yaşındaki Luke, üstün zekâsı sayesinde kendisine parlak bir gelecek hayal ederken düşüyor Enstitü’nün eline. Yöneticiler onun zekâsıyla ya da kültürüyle değil, o güne kadar hiç önemsemediği telekinetik yetenekleriyle ilgileniyorlar. Vahşice testlerle bu yeteneği açığa çıkarmak ve geliştirmek peşindeler. Luke’a görevini tamamlayınca ailesinin yanına dönebileceği söyleniyor; oradaki bütün çocuklara söylendiği gibi… Ne var ki aptal değil kahramanımız, yalanları kısa sürede fark ediyor. Geriye dişini sıkması ve cehennemden nasıl kaçabileceğini bulması kalıyor. Öykünün bu ekseniyle kitabın yarısından sonra kesişen bir eksen daha var. Floridalı eski polis memuru Tim Jamieson’un öyküsü. Görev başında yaşadığı bir olay yüzünden polislikten atılan Tim, avare bir şekilde dolaşırken kader onu DuPray adında, Allah’ın unuttuğu bir kasabaya getiriyor. Yolunun küçük Luke ile kesişeceği yere… Burada gece bekçiliği işi buluyor ve kendisini akışa bırakıp hayatın ne getireceğini beklemeye başlıyor. Bunun 12 yaşında, üstün zekâlı ve psişik yeteneklerle dolu bir kaçak olacağını bilmeden... Okurken aklınıza ister istemez eski masallar geliyor. King’in de aklına gelmiş olacak ki, tutsak çocuklardan birine yemekhanede şu sözleri söyletiyor: “Bizi öldürmeden evvel şişmanlatıyorlar. Lanet olası Hansel ve Gretel’deki gibi!” Gece ateşin etrafına topladığı biz çocuklara yeni masalını anlatıyor Stephen King. Doğaüstü şeylerden, kaçırılan çocuklardan, cadılardan ve kurtarıcılardan bahsediyor. Bu sefer de bizi hayal kırıklığına uğratmıyor. Enstitü / Stephen King / Çeviren: Doğanay Banu Pinter / Altın Kitaplar/ Roman/ 615 Sayfa
Henüz 12 yaşındaki Luke, üstün zekâsı sayesinde kendisine parlak bir gelecek hayal ederken düşüyor Enstitü’nün eline. Yöneticiler onun zekâsıyla ya da kültürüyle değil, o güne kadar hiç önemsemediği telekinetik yetenekleriyle ilgileniyorlar. Vahşice testlerle bu yeteneği açığa çıkarmak ve geliştirmek peşindeler. Luke’a görevini tamamlayınca ailesinin yanına dönebileceği söyleniyor; oradaki bütün çocuklara söylendiği gibi… Ne var ki aptal değil kahramanımız, yalanları kısa sürede fark ediyor. Geriye dişini sıkması ve cehennemden nasıl kaçabileceğini bulması kalıyor. Öykünün bu ekseniyle kitabın yarısından sonra kesişen bir eksen daha var. Floridalı eski polis memuru Tim Jamieson’un öyküsü. Görev başında yaşadığı bir olay yüzünden polislikten atılan Tim, avare bir şekilde dolaşırken kader onu DuPray adında, Allah’ın unuttuğu bir kasabaya getiriyor. Yolunun küçük Luke ile kesişeceği yere… Burada gece bekçiliği işi buluyor ve kendisini akışa bırakıp hayatın ne getireceğini beklemeye başlıyor. Bunun 12 yaşında, üstün zekâlı ve psişik yeteneklerle dolu bir kaçak olacağını bilmeden... Okurken aklınıza ister istemez eski masallar geliyor. King’in de aklına gelmiş olacak ki, tutsak çocuklardan birine yemekhanede şu sözleri söyletiyor: “Bizi öldürmeden evvel şişmanlatıyorlar. Lanet olası Hansel ve Gretel’deki gibi!” Gece ateşin etrafına topladığı biz çocuklara yeni masalını anlatıyor Stephen King. Doğaüstü şeylerden, kaçırılan çocuklardan, cadılardan ve kurtarıcılardan bahsediyor. Bu sefer de bizi hayal kırıklığına uğratmıyor. Enstitü / Stephen King / Çeviren: Doğanay Banu Pinter / Altın Kitaplar/ Roman/ 615 Sayfa