15 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
19.03.2021 06:00

Organ mafyasının peşindeki kız

Türkan Turan imzalı Sara’nın Gözleri, organ mafyasının içyüzünü ortaya çıkarmak için hayatını ortaya koyan, cesur bir gazetecinin soluk kesici macerası...

Azerbaycanlı yazar Türkan Turan ilginç bir karakter yaratmış: Sara Sakharova 24 yaşında. Annesi Azerbaycanlı, babası Rus. Hem üniversitede okuyor hem de üç kuruş maaşla Bakü’nün en önemli gazetesinde muhabirlik yapıyor. Medyanın kurtlar sofrasında tutunmaya çalışıyor. Çekici bir genç kadın. Gözlerinin farklı renklerde olması çarpıcı. Ama nedense yalnız ve insanlardan uzak.  Bebekliğinde yaşadığı travma Sara’nın ölümle ilişkisini Kafkaesk bir hale getirmiş. Hayatının parçası olmuş sanki ölüm. Hem ondan korkuyor hem de ölümün kol gezdiği insanlık durumları, içinde karşı koyamadığı bir merak uyandırıyor. 

Türkan Turan
Türkan Turan
Belki de bu yüzden, kulağı kesik polis muhabirlerinin bile bulaşmaya çekindiği bir haberi araştırmaya gönüllü oluyor. İstihbarat, Bakü’deki “Kul Pazarı” denen yerde yaşanan organ kaçakçılığı hakkında… İzler Sara’yı bir kliniğin deposundaki gizli ameliyathaneye götürüyor. Küçük çocukların kanlar içindeki bedenleriyle karşılaşınca yaşadığı şok, içindeki savaşçıyı ortaya çıkarıyor adeta. Bakü’deki ağın nereye kadar uzandığını öğrenmeden rahat etmeyecek gözüpek dedektif…  

İlk romandaki olgunluk

Artık romanın bir tarafında Bakü-İstanbul-Moskova üçgenindeki korkunç organ mafyası var. Kolları Latin Amerika’dan İsrail’e, Kosova’dan Uygur Türklerine, generallerden bakanlara uzanan ahtapot... Diğer taraftaysa vicdanından başka silahı olmayan, deneyimsiz bir muhabir… Daha ilk haberin yayımlanmasıyla oluşan girdap, Sara’nın yakınları da dahil onlarca kişiyi savurmaya başlayınca, kendimizi nefes kesici bir maceranın içinde buluyoruz.  Sara tüm cesaretine rağmen aslında kendi iç dünyasını daha tam keşfedememiş, anne-babasıyla ilgili can alıcı sırlardan habersiz bir kadın. “Güçlü değildim” diyor: “Sadece güçlü olmayı kusursuz şekilde taklit eden biriydim.” Zahmetli araştırmalar sonucu yazıldığı belli romandan, organ kaçakçılığının uyuşturucu ve fuhuştan sonraki en büyük suç olduğunu öğreniyoruz. Dünyadaki gelirinin 1,2 milyar dolar olduğunu… Her ülkeden binlerce fukaranın organlarını satmak isterken başlarına gelenleri... Okurken ister istemez soruyoruz: Bu kadar güçlü ve acımasız olan mafya bu kızı neden öldürmüyor? Sara da ölümün eşiğinden her dönüşünde kendisine aynı şeyi sorduğu için, bu nokta roman yapısında bir zaafa yol açmıyor. Hatta merak unsuru haline geliyor. Aynı anda hem mafyayı hem de neden hâlâ hayatta olduğunu araştırıyor; eve her defasında “Bu defa da ölmedim anne…” diye dönen, Sara Sakharova… Yazar Türkan Turan da Azerbaycan’da organ mafyası üzerine araştırmalarıyla tanınan bir gazeteci. Haliyle, romanın otobiyografik özellikler taşıdığını tahmin etmek zor değil. Şaşırtıcı olansa genç bir yazarın ilk romanında gösterdiği olgunluk: İçeriği, kurgusunun matematiği, araştırmaya dayalı bulguları ve karakter derinlikleriyle güzel bir 21. yüzyıl suç romanı Sara’nın Gözleri.    Sara’nın Gözleri/ Türkan Turan/ Doğan Kitap/ Roman/ 288 Sayfa