22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
19.11.2021 04:30

Polisiyenin zirvelerinden biri

İtalyan polisiyesinin ustası Andrea Camilleri’nin onunla bütünleşen Komiser Montalbano Serisi’nin ikinci kitabı Terrakotta Köpek, Sicilya’nın kadim tarihine dek varan bir macera…

Komiser Salvo Montalbano mafya hakkındaki kitapları sevmez. Nedeni mafyayı Sicilya’da her Allah’ın günü bizzat görmesidir. Onun yerine soyadı kendininkine benzeyen İspanyol yazar Manuel Vásquez Montalbán’ın kitaplarını okur. Yine de mesleğinden bıkmış gibi bir hali yoktur. Ne zaman cinayetle karşılaşsa, tehlikeye aldırmadan soruşturmaya başlar. Hatta Terrakotta Köpek romanındaki gibi cinayet elli yıl önce işlenmiş bile olsa.  Modern polisiyenin babalarından Andrea Camilleri’nin ikinci Komiser Montalbano romanı Terrakotta Köpek Türkçede yayımlandı. Hem de ülkemizde polisiye denince ilk akla gelen yayınevlerinden Mylos Kitap tarafından ve Semih Topçu çevirisiyle…

Terrakotta nedir?

İtiraf edeyim, terrakotta nedir, bu roman sayesinde öğrendim. İtalyanca “pişmiş toprak” anlamına geliyor. Pişmiş kil bazlı, kahverengimsi kızıl renkli, mat seramik... Türkçede terakota şeklinde de yazılıyor. Camilleri’nin romanına adını verense bu malzemeyle yapılmış bir köpek heykeli. Komiser Montalbano’nun görev yaptığı hayali Sicilya kasabası Vigata yakınlarındaki, İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma mağarada bulunuyor. Birbirine sarılmış haldeki bir kadınla bir erkeğin cesetlerinin yanı başında. 

Çifte cinayet ve Sicilya hicvi

Adli tabip çiftin elli yıl önce öldürüldüğünü tespit ettiğinde, Montalbano için çifte cinayet soruşturması başlamış oluyor. Oysa kahramanımızı ve ekibini mağaraya götüren bir silah kaçakçılığı vakası. İtirafçı bir mafya tetikçisinin ölmeden önce fısıldadıkları. Mağarada bulunan düzinelerce silah.  Montalbano mağaranın arkasındaki gizli bölmeyi o meşhur sezgileriyle keşfedince, yarım yüzyıllık cesetler (ve tabii terakota köpek heykeli) ortaya çıkıyor. Komiserin savaş yıllarında işlenmiş cinayetin katilinin peşine düşmesi amirlerinin hiç hoşuna gitmiyor. Oysa iki soruşturmanın kesişmesi an meselesi.            Bu ikinci Montalbano romanında hem kahramanımızı hem de Camilleri’nin kalemini daha yakından tanıyor, daha çok seviyoruz. Soruşturma derinleştikçe Güney İtalya’nın kadim tarihi katman katman açılıyor. Sicilya Adası coğrafyası ve karmaşık kültürüyle adeta karakterlerden birine dönüşüyor. Montalbano’nun uzak mesafe ilişkisi yaşadığı sevgilisine sadakati, bazen kafası İsveçli güzel Ingrid yüzünden karışsa da asilce sürüyor. Ahaliyi avcunun içi gibi tanıyan komiser iz sürerken yardımcısı bazen en mümtaz şahsiyetler bazen de şehrin muhabbet tellalı oluyor. Sicilya hicvi her sayfada hissediliyor.  

Suç bilimiyle göstergebilim birlikte

Özellikle münzevi bir rahibin Umberto Eco ve Julia Kristeva’nın göstergebilim incelemelerinden bahsederek Montalbano’ya yardım ettiği bölüm hayranlık verici. Yaşlı adam her cinayetin açıklamasının aslında cesedin yanı başında yazılı olduğunu hatırlatıyor. Tabii soruşturmayı yürüten dedektif,  dili ve kodları çözdüğü takdirde... Eh, suç bilimiyle göstergebilimi edebiyatta buluşturmak da bize bu harika romanları hediye eden Andrea Camilleri’ye yakışırdı zaten. 
  • Terrakotta Köpek - Komiser Montalbano Serisi 2 / Andrea Camilleri / Çeviren: Semih Topçu / Mylos Kitap / Roman / 272 Sayfa