Agatha Christie’nin 1926 yılında ortadan kaybolduğu on bir gün polisiye okurlarının sevdiği bir konudur. Kadıncağızın özel hayatındaki sorunlardan ve magazin basınından kaçtığı aşikâr olsa da spekülasyonlar bitmek bilmez. İşin ucu Pera Palas’a kadar uzanır. Rivayete göre yazarın ölümünden sonra Warner Bros bu on bir günü film yapmak istemiş ama yeterli bilgiye sahip olmadıklarından bir medyumdan yardım almışlar. Yazarın ruhunu çağırmakla görevlendirilen medyum on bir kayıp günün sırrının Pera Palas’ta saklı olduğunu söylemiş.
Gerçekleşemeyen Agatha Christie filmi
On beş yıl önce de Sinan Çetin aynı konuyu Agatha in Pera adıyla film yapmaya niyetlenmişti. Senaryoyu bendeniz yazacak, başrolde Cate Blanchett oynayacaktı. Hikâye Agatha Christie’nin söz konusu günlerde Kasımpaşalı yoksul bir gençle aşk yaşaması fikrine dayanıyordu. Ne yazık ki (ya da neyse ki) proje gerçekleşmedi. Bu fantezilere şimdi de Andrew Wilson’un Cinayet Ustası romanı eklendi. Agatha’nın sırra kadem bastığı on bir günde sapkın bir ruh doktorunun eline düştüğünü, adamın şantajı yüzünden cinayet işlemek zorunda kaldığını anlatıyor. Allah için, gayet güzel bir roman. Wilson gerçekle kurguyu zekice ve edebiyatın gereklerine göre harmanlamış. Ortaya Agatha Christie hayranlarının seveceği bir eser çıkmış. Türkçede Altın Kitaplar Yayınevi tarafından, Çiğdem Öztekin’in çevirisiyle yayımlandı.Şantajcıyla satranç
Romandaki Agatha Christie, annesinin ölümü ve kocasının ihanetinden dolayı kaygı bozukluğu yaşıyor. Tam da Roger Ackroyd Cinayeti romanının büyük başarısından sonra... Agatha hayranı Doktor Kurs tam bu sırada yazarın hayatına girip ondan kendi karısını öldürmesini istiyor. Yapmazsa kocası Albay Christie’nin yasak aşkını magazin basınına açıklamakla, hatta küçük kızına zarar vermekle tehdit ediyor. Agatha bir süre panik yaşadıktan sonra karşı planını devreye sokuyor. Böylece öykü, şantajcı ruh doktoruyla yazar arasındaki satranca dönüşüyor.
Andrew Wilson’un asıl başarısı, ilgi çekici karakterler yaratmasında. Soruşturmayı yüzüne gözüne bulaştıran eski kafalı komiser Kenward’a acımadan edemiyorsunuz. Olayı aydınlatıp kendini ispatlamak isteyen genç gazeteci adayı Una Crowe için her sayfada endişeleniyorsunuz. Agatha’yı teşkilata kazandırmaya niyetli yakışıklı gizli servis ajanı John Davidson bazen takdirimizin bazen de öfkemizin hedefi oluyor. Oyuncu bir teknik
Teknik bakımdan Cinayet Ustası oyuncu bir kitap. Önsözü gizli servis ajanı Davidson’un yazdığını varsayıyor. Agatha Christie adamla röportaj yapmayı ancak kitabın ölümünden en az kırk yıl sonra yayımlanması şartıyla kabul etmiş. Ama aslında bu da kurgunun bir parçası. Öte yandan, çoğu bölümde anlatıcı Christie’nin ta kendisi. Özgüven sorunu yaşayan, köşeye sıkışmış bir kadının tedirgin anlatımına tanıklık ediyoruz. Bütün bu unsurlar bir araya geldiğinde Wilson’un romanı postmodern bir deneye dönüşüyor. Entrikalardan hoşlanan Agatha Christie okurlarının zevk alması kaçınılmaz.- Cinayet Ustası / Andrew Wilson / Çeviren: Çiğdem Öztekin / Altın Kitaplar / Roman / 344 Sayfa
