Soğuk bir kış akşamüzeri. Amaçsız bir şekilde yürüyorum. Ha babam yürüyorum. Etrafımı devamlı süzüyorum ama kimse benim farkımda değil. Nedense içimi bir hüzün kaplıyor. Orhan Pamuk’un İstanbul’u anlattığı tip bir melankoliye biraz benziyor. Yıkılıp giden bir şeyler. Ama geride kalanlar da kayda değer güzellikte. Otantik ve şahsiyetli ama açıkçası eski olmanın ötesinde eskitilmiş ve tamire muhtaç. İnsanın aklına “Cami yıkılmış ama mihrap yerinde kalmış” deyiminin gelmemesi mümkün değil.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim