Bir filmi görmeden hakkında atıp tutmak… Ya da okumadığınız bir kitabın, dünya edebiyatına katkısı konusunda büyük laflar söylemek… Hepimizin çevresinde böyle insanlar vardır. Hatta belki bizler de hayatımızın bir döneminde, birazcık atıp tutmuşuzdur. İki üstat; Umberto Eco ve Jean-Claude Carriére, görkemli kütüphanelerine bakıp “Bütün bu kitapları okudunuz mu?” diye soranlara verilecek cevaplardan konuşurken geliyorlar bu noktaya. Eco, bu klişeleşmiş soruya kendi adına iki cevabı olduğunu söylüyor: 1. “Bu kitaplar yalnızca önümüzdeki hafta okumam gerekenler. Okumuş olduklarım üniversitede.” 2. “Bu kitapların hiçbirini okumadım. Yoksa niye tutayım ki?” Ben de bu soru geldiğinde ilk seçeneğe yakın cevaplar veriyorum. İkinci cevap da hiç fena değil aslında. Zihin açıcı, aydın tanımını sorgulatan ve her cümlesinde samimiyet ışıltısı olan bir sohbet kitabından geliyor bu satırlar: Can Yayınları’nın Kırkmerak dizisinden 2010 yılında çıkan Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın’dan…
Bir okuma yolculuğu sorgusu
Umberto Eco’nun, Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın’daki sohbet arkadaşı Jean-Claude Carriére, edebiyat ve tarih okumuş, resim ve sinemayla ilgilenmiş ve 19 yıl yönetmen Luis Buñuel ile çalışmış bir senarist, dramaturg, yazar. İki aydının arasındaki söyleşiyi Jean-Philippe De Tonnac yönetmiş. Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın, sadece okuma ve yazma eylemlerinin değil, bilginin her açıdan masaya yatırıldığı bir sohbet kitabı. Tam anlamıyla konu konuyu açıyor ama ne mutlu ki biz okurlara, açılan konulardan hiçbiri bizi boş bir odaya götürmüyor. En önemlisi de kendi okuma yolculuğumuzu sorgulamamızı sağlıyor.