Pedro Almodóvar ilk filmini çekmeden önce nasıl para kazanıyordu? Barry Levinson komedi skeçleri yazmakla başlayan kariyerinde yönetmenliğe nasıl geçti? Macy’s mağazasında istatistik memuru olarak çalışan Ethan Coen, ağabeyi Joel ile senaryo yazmaya nasıl başladı? Bugün filmlerini izlemeye doyamadığımız yönetmenler, sinema yolculuğuna nasıl başladı?
Başarı hikâyeleri kolay yazılmıyor. Kimsenin ağzına altın kaşıkla ödül maması verilmiyor. Ama “kaybedenler romantizmine” sığınmak da gereksiz. Başarının tek bir tanımı yok. Çıkılan yokuşlar hep aynı diklikte değil. Yeter ki farklı hikâyeleri dinlemeye açık olalım.
Biyografi okuru da sevecek
Peki günümüzün büyük yönetmenleri ilk filmlerini çekene kadar neler yaşadı?
Kolektif Kitap’ın 2014 yılında yayımladığı İlk Filmim’in yazarı Stephen Lowenstein işte bu sorunun peşine düşmüş ve yirmi büyük yönetmenle bir dizi söyleşi yapmış. Channel 4 ve BBC’ye yaptığı belgesellerle tanınan Lowenstein, konuşacağı yönetmenleri belirlerken iki kriterinin olduğunu söylüyor. Birincisi, ilk filmleriyle kendisini etkilemiş yönetmenler olması. İkincisi, Hollywood’dan bağımsız sinemaya, İngiliz tiyatrosundan Avrupa tiyatrosuna farklı türlere ışık tutmak. Aylar sürmüş söyleşiler. Kimi zaman bir film setinde, kimi zaman bir çiçek serasında, kimi zaman bir restoranda, kimi zaman bir berber koltuğunda... Sözünü sakınmadan, kibirli cümleler kurmadan, samimiyetle anlatmış bütün yönetmenler.
İlk Filmim sadece sinemaseverleri ilgilendiren bir kitap değil. Biyografi okurları da sevecektir bu kitabı; başarı hikâyelerine meraklı okurlar da… Kitapta, aralarında Neil Jordan, Gary Oldman, Steve Buscemi, Coen Biraderler, Ang Lee, Kevin Smith, Oliver Stone, Ken Loach, Mike Leigh, Pedro Almodóvar ve Bertrand Tavernier gibi isimlerin de olduğu yirmi yönetmen ilk uzun metraj filminin serüvenini en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Senaryo yazımından finansman bulmaya, oyuncu seçiminden film ekibini toplamaya, çekimden kurguya, filmin satışından gösterime girmesine kadar film yapımının bu uzun ve meşakkatli yolunu büyük bir açık yüreklilikle göz önüne seriyorlar. Lowenstein’ın harika sorularla yönlendirdiği sohbetler aynı zamanda bir gazetecilik dersi. Röportajlarda yalnızca film endüstrisinin dinamiklerine değil, yönetmenlerin bu şahsi yolculuklarında yaşadıkları sıkıntılara, aldıkları derslere ve zor kararlara da göz atma şansı buluyor okur.
Kitaptan söz ederken Kolektif Kitap’ın özenli baskısının ve Sinan Okan’ın nitelikli çevirisinin de altı çizilmeli.
“Bir şeyi ilk kez yapacak olanlara evet diyenlere, hayır diyenlerden çok daha ender rastlanır,” diyor Lowenstein. Başarıya giden yolda atılan ilk adımın hikâyesini merak edenlere...
İlk Filmim / Stephen Lowenstein / Çeviren: Sinan Okan / Kolektif / Söyleşi / 558 Sayfa