Gün geçmiyor ki kutuplaşmak için yeni bir sebebimiz olmasın. Son vesile, Altın Portakal ödül töreninde Nihal Yalçın ile Tamer Karadağlı arasında yaşananlar... Karadağlı’nın konuşmasının orta yerine dalıp eline ödül heykelciğini tutuşturarak “Kaldırın böyle” demesinden sonra Nihal Yalçın’ın verdiği tepkiyi fazla bulanlar olduğunu biliyorum. Ancak kadınsanız ve sürekli neyi nasıl yapmanız gerektiğini söyleyen, akıl vermekten vazgeçmeyen erkek sesinden yılmışsanız anlayacağınız bir tepkiydi o. (Konuşma sırasında şahit olduğumuz mimikleri psikiyatrlara bırakıyorum.) Sahnede olan biten bir yana, Karadağlı’nın sonradan sarf ettiği sözler, olayı içinden çıkılmaz bir yere taşıdı. Nihal Yalçın’ın “Selahattin Demirtaş’a özgürlük” sözünden girip ona Pervin Buldan ve Canan Kaftancıoğlu’nun destek olmasından çıkan Karadağlı “Ben PKK’nın terör örgütü olduğuna inanan bir insanım. Şimdi gidip onlara sormak lazım. Siz PKK’nın terör örgütü olduğuna inanıyor musunuz? Öcalan’ın terörist başı olduğunu söyleyebiliyor musunuz?” açıklamasına ilk anda Ferhan Şensoy’un tabiriyle “keskel alaka” diyebilirdik belki. Ama bu bağlantı, memleketin en çaresiz hastalığına işaret ediyordu: Başın sıkıştı mı milliyetçiliğe sarıl! Bir cenah o can simidinden tutup Tamer Bey’i taşımayı denedi ama çıkılan yer kara mıydı emin değilim. Zira bazen sizi kimin savunduğu haklı olmanızdan önemlidir! Bakmayın “burası politikanın yeri mi” diyenlere; ödül törenleri dünyanın her yerinde politik! Mesela şu sıralar dünyanın en ünlü sinema ödüllerinden birinde, Altın Küre’de de kriz yaşanıyor. Ödülleri düzenleyen Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin (HFPA) üyeleri arasında siyahların bulunmaması sebebiyle NBC kanalı, Altın Küre’yi yayımlamayacağını duyurdu. Tom Cruise ise “Doğum Günü 4 Temmuz”, “Jerry Maguire” ve “Manolya” filmleriyle aldığı üç Altın Küre ödülünü iade edeceğini açıkladı. Bununla da kalmadı; ödüller içindeki yolsuzluğun ve adaylıkların rüşvetle alındığının ortaya çıkmasıyla Altın Küre’nin geleceği hepten tehlikeye girdi. 1973’te “Baba” filmiyle en iyi aktör ödülünü kazanan Marlon Brando’nun ödülü reddetmesi de unutulacak gibi değil. 30 Mart akşamı yapılan görkemli törene Brando adına Apaçi yerlisi aktris Sacheen Littlefeather katıldı. Adı anons edilince Baba’nın ünlü müziğiyle sahneye çıktı, Roger Moore tarafından kendisine uzatılan Oscar heykelciğini kabul etmeyip konuşmaya başladı. Film endüstrisinin Amerikan yerlilerine davranma biçimi ve Wounded Knee kasabasındaki işgal nedeniyle Brando’nun ödülü almayacağını söylediğinde büyük bir alkış koptu. Ertesi gün basında çıkan açıklamasında “Bu gece doğrudan sizinle konuşuyor olabilirdim” diyordu, “ancak Wounded Knee’ye gidip ırmaklar aktıkça ve otlar büyüdükçe onursuz kalmaya devam edecek bir barışın kurulmasını engelleyebilmek için elimden gelen yardımı yapmakla daha yararlı olabileceğimi hissettim”.
15.10.2021 04:30
Ödül törenleri dünyanın her yerinde politik
Nihal Yalçın ile Tamer Karadağlı arasında başlayan tartışmaya kısa sürede siyasetin dahil olması son derece olağan bir durum. “Burası politika yeri mi?” diyenlere bakmayın, ödül törenlerinin sahneleri gezegenin her yerinde politiktir...
Genco Erkal hep var olacak
02 Ağustos 2024
"Futbol hâlâ erkekliğin kalesi"
15 Temmuz 2022
"2022’de daha büyük felaket senaryolarına hazır olmalıyız"
17 Aralık 2021
Kolay yol önündeyken o hep zor olanı seçti
17 Aralık 2021
Dünyayı ve politikayı artık duygular yönetiyor
Tüm Yazıları
10 Aralık 2021