Maymun asker, “Bizim başımıza gelen tuhaf işleri, herhalde bu deli şehirde kimse yaşamamıştır” diye başladı söze. “Adımızı kimse anmaz. Biz Bizans’ın da, Osmanlı’nın da en değerli deniz savaşçılarıydık. Uzun eğitimlerden geçirilmiştik. Düzenli, bahriyeli bir birlik olarak Ahırkapı taraflarında koğuşumuz vardı. Yemimiz suyumuz oraya getirilirdi; istihkakımız iyiydi, bir şikâyetimiz yoktu. Sefer zamanı denize açılan gemilere biner, karadan fersah fersah açıldıktan sonra geminin ulu direklerine çevik hareketlerle tırmanır, ta en tepeye çıkıp oturur ve keskin gözlerimizle ufku taramaya başlardık. Dalgaları, suyun hemen altında yüzen balıkları, deniz canavarlarını, kayalıkları gözlerdik ama gözümüz sürekli ufukta belirecek olan düşman donanmasında olurdu. Düşmanda maymun askerler olmadığı için bizim kadar yüksekten ve uzaktan göremezlerdi; daha onlar bizi görmeden biz kaç kadırga geliyor, yelkenleri, süratleri, duruş şekilleri nasıl, kaç topları var; bunların hepsini görmüş olurduk. Önce direğin başından ciyaklayıp Kapudan Paşa’nın dikkatini çektikten sonra, direkten direğe atlayarak, halatlara tutunup cevelan ederek bir nefeste güverteye iniverir, bütün bilgileri verirdik. Ellerimiz, parmaklarımız, taklit yeteneğimiz, zekâmız ve eğitimimiz bu iş için yeterliydi. Kapudan Paşamız bilgileri aldıktan sonra hiç vakit kaybetmez, gemileri hemen harp nizamına sokar, rüzgârı hesap ederek düşmana en öldürücü darbeyi nasıl indireceğimize anında karar verir, emirlerini yağdırmaya başlardı. Biz birkaç maymun asker yine direklerin başına zıplardık. Düşman gemileri, üzerlerine yıldırım gibi gelen gemileri gördüğünde manevra için geç kalmış olurdu; çünkü Kapudan Paşa onları en uygun burnun arkasında ansızın yakalar, arkasına aldığı en elverişli rüzgârlarla yelkenlerini doldurup, boğa aletinden yapılmış can yakan kırbacı altında iki misli gayrete gelen forsaların desteğiyle düşman gemilerine yıldırım gibi dalardı. Atalarımızın anlattığı Bizans gemilerinde de toplar bulunurdu; üstelik onların deryayı tutuşturan, suyla söndürülemeyip daha da harlanan Rum ateşi teknikleri vardı. Karşılarına kimse çıkamazdı ama şanlı maymun birlikleri sayesinde donanmamız onları perişan ederdi hep.
19.11.2021 04:30
Akla durgunluk veren maymun asker hikayesi
Tarihi tatlı tatlı anlatan Reşad Ekrem Koçu üstat şöyle yazmıştı: ‘’Eski yelken ve kürek devri gemiciliğinde, her gemide birkaç tane talimli maymun bulunurdu. Bunlar, açık denizde gemilerin direklerinin ta tepesine tırmanarak korsan gözcülüğü yaparlardı’’. Ben de bu bilgi üzerine, bu konuda bulabildiğim her belgeyi okumuş, Konstantiniyye Oteli romanımda bir bölüm yazmıştım. Buyurun, bu çok garip, gerçeküstü gibi gelen ama gerçek hikayeyi birlikte okuyalım
Çölde bir nehir gibiydi
13 Aralık 2024
Eski Türkiye daha mutluydu
06 Aralık 2024
Müzik konusunda yanlış anlamalar
22 Kasım 2024
Etik ve ahlak arasındaki fark
15 Kasım 2024
Batı neden laikleri değil dincileri seçti?
Tüm Yazıları
01 Kasım 2024